Özet:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin değişik şantiyelerinde 19.06.2006- 09.10.2012 tarihleri arasında maden mühendisi olarak en son 6.160,00 TL ücretle çalıştığını, üç öğün yemek ve barınma giderinin işverence karşılandığını, çalışması boyunca genel tatiller de dahil olmak üzere haftada yedi gün, günde on bir saat çalıştığını, bu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 2007 yılı Şubat ayında işe başladığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının iş sözleşmesinin iş bitimi sebebi ile sona erdiğini, fesihte kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer işçilik alacaklarının ödendiğini, davacının ücretinin bankaya yatan tutar kadar olduğunu, işe başlama tarihinin de 2007 Şubat olduğunu, davacıya tüm tatil ve fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini ve bordroların davacı tarafından ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin imzalandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu ve Bozma İlamının Özeti :
Kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, fazla çalışma alacağı yönünden ücret bordrolarındaki tahakkuklar gerçek bir ödemeyi göstermediğinden, gerçek bir fazla çalışma ücreti ödemesinden bahsedilemeyeceği, kaldı ki tahakkuk bulunmayan dönemlerin de mevcudiyeti karşısında Mahkemece tanık anlatımları doğrultusunda tespit edilecek fazla çalışma ücretinden makul oranda bir indirim ile varsa bu alacağın hüküm altına alınması; hafta tatili alacağı bakımından davalı ile husumeti bulunmayan tanığın hafta tatillerinin ayda dört gün şeklinde toplu olarak kullandırıldığı yönündeki beyanına göre hesaplama yapılması ve ıslaha karşı zamanaşımı defin dikkate alınması gerektiği ve ayrıca genel tatil alacağının dava ve ıslah dilekçesinde toplam 1.200,00 TL olarak talep edilmesine rağmen davacının talebini aşar şekilde 3.812,74 TL genel tatil alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğuna yönelik gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma Sonrası Mahkeme Kararının Özeti:
Bozmaya uyan Mahkemece, aldırılan bilirkişi ek raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulü ile hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Uygulamada genellikle işçinin yerleşim yerinin uzağında bir işyerinde çalışması halinde hafta tatilinin ay içinde toplu olarak kullandırıldığı bilinmektedir. Bu tür bir uygulama için işçinin rızası alınmış olsa bile hafta tatilinin usulüne uygun kullandırıldığından söz edilemez. Başka bir anlatımla hafta tatilinin toplu olarak kullandırılması haftalık dinlenme hakkının özüne aykırı olup, işçinin rızası sonucu değiştirmez.
Hafta tatilinin ay içinde toplu olarak kullandırılması halinde sadece bir hafta tatilinin usulüne uygun kullandırıldığı kabul edilebilir. Örneğin, yerleşim yeri uzağında olan bir şantiyede çalışan işçiye hafta tatili ayda dört gün toplu olarak kullandırıldığında ilk izin günü, çalışılan son haftanın dinlenme hakkı yerine geçecek, diğer üç gün hafta tatili kullanma anlamında değerlendirilmeyecektir. Usulüne uygun kullandırılmadığı kabul edilen hafta tatillerinde yapılan çalışma karşılığı ücretin %50 zamlı olarak hesaplanması gerekir. Bununla birlikte, iş yerinin konumu ve işçinin isteğiyle gerçekleşen böyle bir uygulamada, hafta tatili olarak değerlendirilmeyen süreler için ödenen ücretin mahsup edilmesi hakkaniyete uygun düşer.
Somut uyuşmazlıkta; bozma ilamında hafta tatili alacağı yönünden, davalı ile husumeti bulunmayan tanığın hafta tatillerinin ayda dört gün şeklinde toplu olarak kullandırıldığı yönündeki beyanına göre hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiş olup, Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereğinin yerine getirilmediği ve hafta tatili alacağının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Belirtilen sebeple; dava konusu hafta tatili alacağı, davacının üç hafta boyunca hafta tatillerinde çalıştığı ve sadece ayda bir gün hafta tatilini kullandığı kabul edilerek ayda üç hafta tatili için %50 zamlı ücrete göre hesaplanmalı, toplu olarak izin kullandığı üç gün için ödenen günlük ücreti de hesaplanan alacaktan mahsup edilerek sonuca gidilmelidir. Bozmaya uyulmasına rağmen, bozma gerekleri yerine getirilmeyerek yazılı gerekçe ile hafta tatili alacağının reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut dosyada, hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt tutarlar mı olduğunun hüküm fıkrasında gösterilmemesi infazda tereddüt oluşturacak mahiyettedir. Belirtilen sebeple, kabul edilen alacak miktarlarının net mi brüt mü olduğu hususu infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde gösterilerek hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, davacı yararına takdir edilen 3.050,00 TL vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, 01.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.