Ticari Satışlarda Malın Ayıplı Olması Hususunun Süresinde Satıcıya veya Kiralayana Bildirilmemesi
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No : 2020/3279
Karar No : 2020/4723
Karar Tarihi : 2020-11-04





Davacı vekili, taraflar arasında 05.11.2009 tarihli 23 araç için DPL Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemi Taksitli Satış Sözleşmesi ile 06.01.2010 tarihli 87 araç için DPL Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemi Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, davalının bir kısım fatura bedelini ödememesi üzerine davalıya 27.04.2010 tarihli noter ihtarnamesi gönderildiğini, davalının gerekli ödemeyi yapmaması nedeniyle hizmetin durdurularak, bakiye fatura bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine davalı kısmen itiraz ettiğinden Bakırköy 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde itirazın iptali davası açtıklarını, davalının temerrüte düşmesi üzerine sözleşmelerin ifasının imkansız hale geldiğini, ileri sürerek sözleşmelerin başlangıç tarihinden 15.04.2010 tarihine kadar davalı adına kesilen 9 adet fatura bedelinin haricinde 05.11.2009 tarihli taksitli satış sözleşmesi sonuna kadar olan bakiye taksit bedelleri ile 06.01.2010 tarihli sözleşmenin sonuna kadar olan bakiye aylık cihaz kira bedellerinin ve ayrıca 87 adet cihaz satış bedelinin fazlaya yönelik hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL'sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22.04.2013 tarihli dilekçesi ile toplam talebini 91.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.

Davalı vekili, davalının sözleşmeden vazgeçmekte haklı olduğunu, cihazların ayıplı olduğunu, araçların yerlerini kesintisiz şekilde tespit edemediklerini, bazı günler uzun saatlere varan kesintilerin olduğunu, bazen haritadaki yerin ve koordinatların hatalı olarak bildirildiğini, davacıya bu sorunlar bildirildiği halde bu sorunların çözülemediğini, uzaktan motor durdurma cihazların özellikleri arasında bulunmasına rağmen bu hizmetin bir türlü davacı tarafından çalıştırılamadığını, davacının davalının cihazların kullanımından haklı olarak vazgeçmiş olmasına rağmen sözleşmelerin sonuna kadar cihaz kiralama bedellerini ve cihaz satış bedellerinin tahsilini istemesinin haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen 21.05.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının davalıya kiralamış olduğu araç yer tespit ve takip sisteminin harita üzerinde aracın yerinin net olarak tespit edilememesi sebebiyle ayıplı olduğundan davacı şirketin %100 kusurlu bulunduğu, bu nedenle alacak hakkı doğmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 25/3. fıkrası (6102 sayılı TTK md. 23) uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli, açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa keyfiyeti derhal satıcıya bildirmeye mecburdur. Ayıp adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak, kullanma sonucunda ortaya çıkan bir ayıp ise BK'nun 198. maddesinin 2. fıkrasının tatbik olunması gerekir. Somut olayda davalı usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığından davalının ayıplı mal nedeniyle semenin tenzili hakkının olmadığı gözetilerek davacının alacağının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.