Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
05/02/2013 tarihli iddianame içeriği ve dosya kapsamına göre; karı koca olan katılanların, sanıkla akraba oldukları, taraflar arasında tapu iptali ve tescil davası nedeniyle aralarında husumet bulunmasından dolayı, sanık ...'in, taraflar arasındaki asliye hukuk mahkemesinde görülen davaya ilişkin olarak, katılanlar ile yaptığı telefon görüşmelerini katılanların bilgisi dışında kaydetmesi şeklinde gerçekleşen olayda,
Sanığın, katılanlarla yaptığı telefon görüşmelerini kaydetme eyleminde, sanığın konuşmaların tarafı olması nedeniyle TCK'nın 133/1-3. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve aynı Kanunun 132/1-2. cümlesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği, ancak eylemin TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de; konuşma içeriklerinin taraflar arasında görülen hukuk davasına ilişkin olduğu dikkate alındığında, konuşma içeriklerinin, özel hayat kapsamında değerlendirilebilecek, katılanların başkalarının duymasını ve bilmesini istemeyeceği özel yaşam alanına dair kayıt niteliğinde olmadığı, bu itibarla katılanların özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğinden de söz edilemeyeceği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik incelemeye ve beraat hükmüne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.