1-Sanık ...'ün mağdur ...'a yönelik " senin ciğerlerini alacağım, sen imza atmaya geliyorsun, seninle görüşeceğiz, seninle işim var " şeklindeki ifadelerle işlediği iddia olunan tehdit suçunun tanık ...'ın beyanlarıyla doğrulandığı, sanığın akıl hastalığı nedeniyle kusur yeteneğinin bulunmadığının hastaneden alınmış kurul raporu ile tespit edilmiş olmasına rağmen, TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmolunması gerektiği gözetilmeden sanık hakkında yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
2-Bozma kararına uyularak sanık ...'ün eyleminin TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde gösterilen tehdit suçunu oluşturduğu kanısına varılması halinde ise, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK'nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.