Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kapıcı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, aylık ücret, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, tüm çalışma dönemi için davacının aylık ücret alacaklarının eksik ödendiği iddia edilmiştir. Davalı işverence, ücretlerin ödendiğine ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır. Davacı vekili tarafından sunulan 16.02.2011 havale tarihli dilekçede ise, davacıya aylık ödenmiş ücret tutarları bildirilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 09.02.2006-06.10.2010 arasındaki çalışma dönemiyle ilgili olarak, aylık ücret alacağının ödendiği kabul edilmiş ve bu döneme ilişkin ücret alacağının bulunmadığı mütalaa edilmiş ise de, ücretin ödendiğini ispat yükü işveren üzerinde olup, yukarıda da belirtildiği üzere, işverence ödemeye ilişkin herhangi bir delil dosyaya sunulmamıştır. Bu halde, davacı vekilinin ödendiğini bildirdiği alacak tutarlarının mahsup edilerek fark ücret alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı şekildeki mütalaaya itibar edilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca, raporda fark ücret hesaplaması yapılan 01.01.2005-31.12.2005 tarihleri arasındaki dönemde, aylık ödenen miktarın 180,00 TL olduğu esas alınmış ise de, davacının bu döneme ilişkin ödendiğini bildirdiği tutar aylık 100,00 TL'dir. 01.01.2006-31.01.2006 tarihleri arası için, davacı tarafın 180,00 TL ödendiğini bildirmiş olmasına rağmen, raporda 225,00 TL ödendiği kabul edilmiştir. Söz konusu dönemler bakımından da, ödemeye ilişkin herhangi bir delilin dosyaya sunulmamış olması karşısında, davacı tarafın ödendiğini bildirdiği tutarların esas alınması gerektiği açıktır.
Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, aylık ücret alacağında zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesinde, asıl dava bakımından 16.02.2011 tarihli ıslah dilekçesinde talep edilen tutarların nazara alınmamış olması hatalıdır.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının hafta tatilinde çalıştığı, ancak bu çalışmasının sabah ekmek ve gazete dağıtımı için yarım saat, akşam da çöp toplamak için yarım saat olmak üzere toplam bir saat olduğu esas alınarak, bir saat karşılığı hafta tatili ücreti alacağına hak kazandığı kabul edilmiştir. Ne var ki, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 46. maddesi uyarınca, hafta tatili izni, yedi günlük zaman dilimi içinde kullandırılması gerekli yirmidört saatlik kesintisiz izindir. Yirmidört saatin altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullanıldırıldığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. Açıklanan bu hususlar nazara alındığında, davacının hafta tatili gününde her ne kadar bir saat çalışmış ise de, bu çalışması karşılığında, bir günlük yevmiyesinin yüzde elli zamlı hesaplanarak ödenmesi gereklidir. Yazılı şekilde kabulle sonuca gidilmesi hatalıdır.
Ulusal bayram ve genel tatil çalışması bakımından da, davacının tatil gününde sadece bir saat çalışması sebebiyle, bir saat çalışma karşılığı ücret hesaplanmış ise de, söz konusu tatilin de kesintisiz kullandırılması gereklidir. Tatil gününde bir saat çalışılmış ise de, çalışma karşılığı ücretin, bir günlük yevmiye tutarında ödenmesi gereklidir. Bu yöne aykırı kabulle sonuca gidilmesi hatalıdır.
Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinde zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesinde, asıl dava bakımından 16.02.2011 tarihli ıslah dilekçesinde talep edilen tutarların nazara alınmamış olması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.