OLAY : Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Gaziantep VII. Bölge Müdürlüğünce, TİO belgesi olmadan taşıma işleri organizatörü gibi davranarak, kendi nam ve hesabına taşıma sözleşmesi yaptığından bahisle, 655 sayılı Ulaştırma ve Altyapı Alanına İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28. maddesi uyarınca davacı adına 17.02.2020 gün ve A-238801 seri-sıra sayılı İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenerek, davacıya Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliğinin 5. maddesinin birinci fıkrasına aykırılık nedeniyle aynı Yönetmeliğin 21. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 18.387,00 TL idari para cezası verilmiştir.
Davacı, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.
GAZİANTEP 6. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ: 22.05.2020 gün ve D. İş No:2020/1789 sayı ile; idari para cezasının, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile davacıya ait firma arasında yapılan hizmet alım işi nedeniyle firmanın gerekli şartları taşımaması, ihale şartlarına uygun hareket etmediğinin tespit edilmesi nedeniyle düzenlendiğinin anlaşıldığı belirtilerek, idari para cezasının dayanağı olan ihale şartlarına uygunluk değerlendirilmesinin idari yargı tarafından çözümlenmesi gerektiği, idari para cezasının yerinde olup olmadığının ancak bu şekilde anlaşılabileceği, bu haliyle itirazın çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.
Bu kez, davacı vekili, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
GAZİANTEP 3. İDARE MAHKEMESİ: 21.08.2020 gün ve E:2020/597 sayı ile; uyuşmazlık konusu para cezasının, 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığı ve anılan Kanun Hükmünde Kararnamede ve ilgili mevzuatta idari yaptırım kararına karşı bir kanun yolu gösterilmediği, ayrıca aynı işlem kapsamında idari yargının görev alanına giren başkaca bir idari yaptırım kararı da bulunmadığı, Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliğinin 21. maddesinde de açıkça 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlendiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca davanın görümü ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesinin Burhan ÜSTÜN’ün başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN’ ın katılımlarıyla yapılan 26.10.2020 tarihli toplantısında:
I- İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasamın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28. maddesi uyarınca düzenlenen, Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliğinin 21. maddesi uyarınca verilen idari para cezasının iptal edilmesi istemiyle açılmıştır.
655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ nin, “Ortak görevler ve hükümler” başlığı altında düzenlenen 28. maddesinde, “ (Değişik: 2/7/2018-KHK-703/31 md.)
(1) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı hizmet birimleri sorumluluk alanlarıyla ilgili olarak hazırladıkları ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe konulan Bakanlık idari düzenlemelerinde, bu düzenlemeleri ihlal edecek hizmet üretenler ile hizmetten yararlananlar için;
a) Hangi hallerde uygulanacağını açıkça belirtmek kaydıyla; uyarma, geçici faaliyet durdurma ve yetki iptali şeklinde idari müeyyideler öngörmek ve ihlal edenlere belirlenen idari müeyyideleri uygulamakla görevli ve yetkilidirler.
b) Hangi hallerde uygulanacağının ve miktarın açıkça belirtmek kaydıyla; Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü beş bin Türk Lirasına kadar, Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ve Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü iki yüz elli bin Türk Lirasına kadar, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü beş yüz bin Türk Lirasına kadar, Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü ve Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü ise beş milyon Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulaması öngörmek ve ihlal edenlere belirlenen miktarda idari para cezası karar tutanağı düzenlemek veya düzenletmekle görevli ve yetkilidirler.
c) Hangi konularda ve ne şekilde yapılacağı ile sınırlarını açıkça belirtmek şartıyla; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Ticaret Bakanlığının sınır kapılarındaki birimleri, belediyelerin denetim birimlerini de denetimle yetkilendirebilir ve bunlara mensup kamu personeli eliyle denetim yaptırabilir ve ihlal veya idari para cezası karar tutanağı düzenlettirebilirler.” denilmiş;
Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliğinin, “Amaç” başlığı altında düzenlenen l. maddesinde, “Bu Yönetmeliğin amacı, karayolu, demiryolu, denizyolu veya havayolu taşımacılığında ve/veya kombine taşımacılık alanında faaliyet gösterecek taşıma işleri organizatörlerinin hizmet esasları ve koşullarının belirlenmesi ile bu faaliyetlerde bulunanların, alıcıların, gönderenlerin hak, sorumluluk ve yükümlülüklerini tespit etmek; taşıma türlerinin birlikte ve birbirlerini tamamlayıcı olarak hizmet vermesini, denetimini ve mevcut imkânların daha yararlı bir şekilde kullanılmasını temin etmek; etkin hizmet temini için gerekli olan düzeyde bir profesyonel eğitim ve denetim sistemi geliştirmek, taşıma işleri organizatörlerinin ulusal ve uluslararası mevzuata uygun olarak faaliyet göstermelerini sağlamaktır.”;
“Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, “Bu Yönetmelik, 14/2/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş, ulusal ve uluslararası taşımacılık alanında taşıma işleri organizatörü olarak faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişileri kapsar.”;
“Dayanak” başlıklı 3. maddesinde, “Bu Yönetmelik; 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma ve Altyapı Alanına İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak hazırlanmıştır.”;
“Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, “ (1) Bu Yönetmelikte geçen;
(……… )
l) Taşıma işleri organizatörü: Yük taşımacılığı alanında ilgili mevzuat uyarınca yetki belgesi veya faaliyet izni almış gerçek veya tüzel kişilerin imkân, kabiliyet ve kapasitelerini kullanarak kendi nam ve hesabına yük taşıması yaptırarak taşıma faturası/sözleşmesi düzenleyen, taşıma ile ilişkili depolama, paketleme, etiketleme, ambalajlama, sipariş yönetimi, gümrük, sigorta, dağıtım vb. lojistik işlemleri gerçekleştiren bir veya birden fazla taşıma türü kullanarak taşımacılık ve lojistik hizmetlerini sunmayı meslek edinen ve Bakanlıkça yetki belgesi verilen gerçek ve tüzel kişileri,
m) Taşıma senedi/sözleşmesi: Yük taşımalarında gönderen ile yetki belgesi/faaliyet izni sahibi arasında akdedilen, ilgili diğer mevzuat ve bu Yönetmelikle belirlenen bilgileri ihtiva eden sözleşme belgesi veya bu tür bir sözleşmede bulunması gereken bilgileri ihtiva etmesi halinde taşıma senedi yerine geçecek olan taşıma faturası, taşıma irsaliyesi veya irsaliyeli taşıma faturasını,
(.....)
ifade eder.
“Taşıma işleri organizatörünün sorumlulukları” başlıklı 5. maddesinde, “ (1) Bu Yönetmelik kapsamına giren taşıma işleri organizatörlüğü faaliyetinde bulunacak gerçek ve tüzel kişilerin Bakanlık tarafından verilecek yetki belgesini almaları zorunludur.
(2) Taşımacılık işleri organizatörünün, faaliyetlerini ikili ve çok taraflı uluslararası anlaşma ve sözleşmelere, Kanuna, bu Yönetmeliğe ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak gerçekleştirmesi esastır.
(3) Taşıma işleri organizatörü, bu Yönetmelik kapsamındaki faaliyetlerini, Bakanlığa bildirdikleri merkez ve şubelerinde yürütmekle yükümlüdür.” denilmiş;
“İdari para cezaları” başlıklı 21. maddesinde, “ (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin ihlali durumunda 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre aşağıdaki idari para cezaları uygulanır:
a) 5 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yetki Belgesine sahip olmadan organizatörlük faaliyeti gerçekleştirenlere on beş bin Türk Lirası (15.000-TL.),
b) 5 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyenlere bin Türk Lirası (1.000-TL.),
c) 13 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca ilgili üst düzey yönetici tarafından alınması gereken ÜDY belgesinin mevcut olmaması durumunda gerçek veya tüzel kişiliğe iki bin Türk Lirası (2.000-TL.),
ç) 13 üncü maddenin ikinci fıkrası uyarınca istihdam edilen ilgili orta düzey yöneticilerde bulunması gereken ODY belgesinin mevcut olmaması durumunda tüzel kişiliğe iki bin Türk Lirası (2.000-TL.),
d) 16 ncı maddenin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyenlere bin Türk Lirası (1.000-TL.),
e) 16 ncı maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyenlere iki bin Türk Lirası (2.000-TL.),
f) 16 ncı maddenin dokuzuncu fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyenlere bin Türk Lirası (1.000-TL.),
g) 16 ncı maddenin onuncu fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyenlere bin Türk Lirası (1.000-TL.),
ğ) 16 ncı maddenin on birinci fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyenlere bin Türk Lirası (1.000-TL.),
h) 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen taşıyıcı sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunu yerine getirmeyenlere iki bin Türk Lirası (2.000-TL.),
ı) 26 ncı maddenin ikinci fıkrasında belirtilen Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yetki Belgesine sahip olmadan organizatörlük faaliyeti gerçekleştirenlere on beş bin Türk Lirası (15.000-TL.),
idari para cezası uygulanır.
(2) 7 nci maddede belirtilen taban ve/veya tavan ücret tarifesi uygulamasına uymayanlara o yıl için geçerli yetki belgesi ücreti üzerinden %10 oranında idari para cezası uygulanır. İhlalin tekrarı durumunda, o yıl için belirlenen yetki belgesi ücretinin % 10’una tekabül edecek miktarda idari para cezası uygulanır ve ilgilinin yetki belgesi 6 ay boyunca askıya alınır. İhlalin üçüncü kez tekrarında ise ilgili, yetki belgesi iptal edilmek suretiyle, faaliyetten men edilir ve 2 (iki) yıl süre ile ilgiliye yetki belgesi düzenlenmez.
(3) Verilen idari para cezaları cezanın tebliğ tarihini müteakip bir ay içerisinde ödenir.
(4) Bu maddede belirtilen idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idari para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz.
(5) 655 sayılı KHK İdari Para Cezası Karar Tutanağı ve tebligat usulleri ve idari yaptırımların uygulanmasına ilişkin diğer hususlarda, 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.
(6) Bu Yönetmelik kurallarının ihlali durumunda idari ve cezai müeyyide uygulanması, diğer mevzuatta öngörülen alıkonulma tedbirlerine ve diğer ceza ve tedbirlerin uygulanmasına halel getirmez.” hükmü yer almıştır.
Olayda, davanın, 655 sayılı Ulaştırma ve Altyapı Alanına İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca düzenlenen, Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliğine aykırılık nedeniyle aynı Yönetmelik uyarınca verilen idari para cezasının iptaline ilişkin olarak açıldığı, adli yargı kararında sözü edilen sözleşme ile ilgisinin bulunmadığı, 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede davacının işlediği ileri sürülen kabahate ilişkin idari yaptırımların kimler tarafından verileceğinin düzenlendiği, ancak bu idari yaptırımlara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, Kanun Hükmünde Kararname uyarınca düzenlenen Yönetmelikte, bahsedilen Kararname uyarınca düzenlenen idari para cezalarına ilişkin usul ve esasların belirlendiği, idari yaptırımların uygulanmasına ilişkin hususlarda, 30.03.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
Öte yandan, 30.03.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, İdarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
uygulanır.” denilmiş; Kanunun 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu, idari tedbirlerin ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu hükme bağlanmış; “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” düzenlemeleri yer almıştır.
Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.
İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, Kararname uyarınca düzenlenen idari yaptırımların uygulanmasına ilişkin hususlarda, 30.03.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanacağının ilgili Yönetmelikte belirlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, dava konusu idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Gaziantep 3. idare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile, Gaziantep 6. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 22.05.2020 gün ve D. İş No:2020/1789 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Gaziantep 3. İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Gaziantep 6. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen 22.05.2020 gün ve D. İş No: 2020/1789 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.10.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.