Tasarrufun İptali Davasında Menfi Tespit Davasının Bekletici Mesele Yapılması
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
Esas No : 2021/1384
Karar No : 2021/8516
Karar Tarihi : 2021-11-09





Özet:

Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu davaların görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında, davacının borçludan bir alacağının olması ve her dava koşulunda olduğu gibi bu koşulun da kararın kesinleşme aşamasına kadar varlığını devam ettirmesi gereklidir. Somut olayda, dava dayanağı takip konusu alacak ile ilgili olarak, borçlu İsmail tarafından davacı alacaklı aleyhine açılan menfi tesbit davasında, borçlunun borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır. Buna göre, ilamının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmalı, borcun olmadığı hususunun kesinleşmesi halinde, davanın reddine, aksi durumda şimdiki gibi karar verilmelidir.

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu İsmail hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek, bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararı,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12.01.2016 tarih 2015/12568 Esas 2016/187 Karar sayılı ilamı ile tasarrufun iptali davalarında diğer dava koşulları yanında, takibin kesinleşmesi yanında takip konusu alacağında gerçek olması gerektiği, dosya içeriğinden, takip dayanağı senetle ilgili olarak borçlunun kendisi tarafından doldurulmadığı ve resmi belgede sahtecilikten dolayı alacaklıyı şikayet ettiği yargılama sonunda davacı alacaklının beraat etttiği ancak kararın Yargıtay tarafından bozulduğu ve yargılamanın Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/119 Esas sayılı dosyası ile devam ettiği bu yargılama sonunda senedin sahtecilikle düzenlendiği sabit olduğu takdirde dava dayanağı takiple ilgili borcun gerçek olmadığı anlaşılacağından belirtilen Ağır Ceza dosyasının kesinleşen sonucunun bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, kabule göre de, aciz durumu sabit olan borçlu, borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazları önce üçüncü kişiler ... ve ...'a sattığı, davalı ...’nin borçlunun kardeşinin oğlu, ... ise halasının torunu olup, borçlu ile aynı köyde ikamet etmektedir. 6 parça taşınmaz 26.08.2003 tarihinde davalı ...'a 2 parça taşınmazda yine aynı gün davalı ...'ye raiç bedellerinin çok altında bir fiyatla satıldığından, üçüncü kişi davalı ...'nin İİK'nun 278/3-1 maddesi kapsamında akrabalık ilişkisi olduğu, yine aynı maddenin 3-2.maddesine göre fahiş bedel farkı nedeni ile tasarrufların bağış niteliğinde olup iptali gerektiği diğer davalı ...'ın da borçlunun mali durumunu bildikleri ve bilmeleri gerektiğinden anılan davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, dördüncü kişilerden ... davalı ...'ın kardeşi olduğu dolayısı ile yine borçlunun halasının oğlu olduğu ve aynı köyde ikamet ettiklerinden borçlunun mali durumunu bilmediği ve iyiniyetli olduğundan söz edilmeyeceğinden bu davalı yönünden de davanın kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile reddi isabetsiz olduğu, davalı ...’nın ise dava konusu 1761 parseli davalı ...'den satın alan dördüncü kişi olup aynı köyde ikamet etmediği, akrabalık ilişkisi bulunmadığından kötü niyeti ispat edilemediğinden, davalı ... hakkında açılan davanın reddi isabetli olmakla birlikte davanın ... yönünden İİK'nun 283/2.maddesi gereğince bedele dönüşüp dönüşmediğinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin de hatalı olduğundan bahisle bozulmuş, bozmadan sonra davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.

Bu davaların görülebilmesi için genel dava koşullarının yanında, davacının borçludan bir alacağının olması ve her dava koşulunda olduğu gibi bu koşulun da kararın kesinleşme aşamasına kadar varlığını devam ettirmesi gereklidir.

Somut olayda, dava dayanağı takip konusu alacak ile ilgili olarak, borçlu İsmail tarafından davacı alacaklı aleyhine açılan menfi tesbit davasında, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/16 Esas 2021/15 Karar sayılı ilamı ile borçlunun borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.

Buna göre, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/16 Esas 2021/15 Karar sayılı ilamının kesinleşmesi bekletici mesele yapılmalı, borcun olmadığı hususunun kesinleşmesi halinde, davanın reddine, aksi durumda şimdiki gibi karar verilmelidir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 09/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.