Özet:
- Tarafların sulh olmaları halinde mahkemece takdir edilecek olan karşı taraf vekalet ücretinden gerek avukatın müvekkili ve gerekse karşı taraf müteselsil olarak sorumludurlar. Bu ücret sulh olunan miktara göre hesaplanır.
- Avukat ile müvekkil arasında belirlenen ücretten karşı taraf sorumlu değildir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ...'in diğer davalı... Şt.’ne ait iş yerinde çalışmakta iken avukatlık bürosuna geldiğini, İş Kanununa aykırı bir kısım sebeplerle işten ayrılmak istediğini beyan ettiğini, davalının hizmet akdinden doğan tüm hak ve alacaklarının tespiti ve tahsili için gerekli dava ve icra takiplerini açmaya ve sonuçlandırmaya yetkili kılındığını, davalı ... ile arasında kurulan şifai sözleşme ile davalı ...'un diğer davalı şirkete ait ...adlı işyerindeki çalışmalarından doğan tüm işçilik hakları için gerekli tüm dava ve icra takiplerini açıp sonuçlandırma işini üstlendiğini, bahse konu davanın tüm aşamalarını takip ettiğini, davalı ...'in diğer davalı ...Ltd. Şti. ile kendisinden habersiz görüşüp anlaştığını, 03.02.2014 tarih ve 1400 nolu azilname ile kendisini vekillik görevinden azlettiğini, davalılar arasında zararına haksız menfaat sağlamayı amaçlayan gizli bir sulh anlaşması yapıldığını ileri sürerek; tarafından yapılan 1.657,00-TL masrafın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı ...'un sözleşmeyi ihlal etmesiyle elde edeceği vekalet ücretinden (davalı ...’tan alınacak %25 oranında vekalet ücreti + davalı şirket aleyhine hükmedilecek mahkeme ve icra dairesi karşı yan vekalet ücreti) alacak belirginleştiğinde artırılmak üzere şimdilik 100,00-TL'nin 16.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, uğradığı manevi zarar nedeniyle 4.000,00-TL manevi tazminatın 16.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, 1.650,09-TL masrafın davalı ...'ten dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 29.439,67-TL’nin (bu alacağın 21.139,67-TL’sinden davalı ...Ltd. Şti sorumlu olmak kaydıyla) vekalet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı avukatın müvekkili davalı ... ve diğer davalının sulh olmaları nedeniyle hak kazandığı akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 20.03.2019 tarih ve 30720 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2017/6 esas, 2018/9 karar ve 05.10.2018 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödemesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dahil değildir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 05.10.2018 gün ve 2017/6 esas, 2018/9 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davalı ...Ltd. Şti.'nin davacı avukata ödenecek akti vekalet ücretinden sorumlu olmayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bir davada görev yapan avukat, vekil edeninden aralarındaki sözleşmeye göre kararlaştırılan miktarı, şayet ücret kararlaştırılmamış ise Avukatlık Kanunu'nun 164/4 maddesine göre özetle, “değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari üret tarifelerinin altında olmamak koşulu ile davanın kazanılan bölümü üzerinden yüzde on ile yüzde yirmi arasında belirlenecek miktarı, şayet değeri para ile ölçülemeyecek işlerden ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek miktarı ücret olarak talep etmek hakkına sahip olduğu gibi, ayrıca yargılama sonunda haklı çıkılan kısım üzerinden hasma yüklenen vekalet ücretini de talep etmek hakkına sahiptir. Vekil eden, avukatına belirlenen bu iki kalem ücreti ödemekle yükümlü olup Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde ise; “Sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar” hükmü yer almaktadır.
Dairemiz yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, avukat tarafından takip edilen dosyada tarafların sulh olmaları halinde vekil eden ile avukat arasında sözleşme bulunmaması, sözleşmedeki ücretin geçersiz olması halinde vekil eden sulh olunan miktar, sulh olunan miktar belli değilse, mahkemece gerçek sulh olunan miktar araştırılarak bulunacak miktar, aksi takdirde dava veya icra takibine konu müddeabihin tamamı üzerinden Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre belirlenecek ücret nedeni ile vekil eden sorumlu sayılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının vekil edeni davalı ... ile vekil edenin hasmı diğer davalının anlaşarak uyuşmazlığı sona erdirdikleri sabit olup mahkemenin de kabulü bu yöndedir. O halde öncelikle vekalet ücretine konu olan ... 13. İş Mahkemesi'nin 2011/512 esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasında, tarafların sulh oldukları miktar tespit edilerek, tespit edilecek bu miktar üzerinden belirlenecek olan vekalet ücretinin 05.10.2018 gün ve 2017/6 esas, 2018/9 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davalı ...Ltd. Şti.'nin sadece karşı yan ücretinden sorumlu olacağı da dikkate alınarak tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:
Yukarıda birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalılar yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 531,00 TL harcın davalı-...'e, 531,00 TL harcın davalı-...Ltd. Şti.'ne iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.