Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce bozmaya uyularak verilen 25.06.2019 tarih ve 2015/206-2019/642 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin spor ayakkabı tasarımı, imalatı, satışı ve dağıtımı işiyle iştigal ettiğini, davacı markasının tanınmış marka olduğunu, davalıların davacı ürünlerini taklit ettiğini, ürünlerin barkod numaraların dahi sahte olduğunu, davalı E. şirketinin taklit ürünü üreten diğer davalının ise satışını yapan firma olduğunu, her iki firma ortaklarının aynı olduğunu, ürünlerde davalı E. şirketine ait 2006/39605 ve 2007/15237 sayılı markanın yer aldığını, davalı E. şirketinin 2013 yılı katoloğu ile davacının 2012 yılı kataloğunun karşılaştırılmasıyla durumun anlaşılacağını ileri sürerek öncelikle taklit ürünlerin bulundukları yerde el konulması ve toplanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haksız rekabetin tespiti ve durdurulmasını, haksız rekabet sonucu meydana gelen durumun ortadan kaldırılmasını, HMK 107. madde kapsamında şimdilik her bir davalıdan ayrı ayrı 1.000.-TL maddi ve 5.000.-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 12.000.-TL tazminatın faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 06.04.2019 tarihli dilekçesiyle davalı E. yönünden maddi tazminat talebini 10.000.-TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, İstanbul 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2013/273 Esas sayılı dosyası nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, bu dosyadan alınan bilirkişi raporunda davacıya ait olduğu iddia edilen 2008/5220 sayılı endüstriyel tasarımın TPMK’nın resmi web sitesinde iptal edildiği ve diğer tasarımlar ile ilgili olarak da tasarımlar arasında benzerlik olmadığının belirtildiğini, davaya konu ürün modellerinin taklit olmayıp, tabanlarının Türkiye’deki şirketlerden alındığını ve modellere ait tasarımlarının da tamamen yurt dışında yapıldığını, ayakkabıda kullanılan malzemelerin saya kesim ve dikiş kalitesinin orijinal olduğunu, OWUDY’S markası altında üretildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı tarafın tasarımını yaptığı bir kısım ayakkabıların davalılar tarafından taklit edilip satışının yapıldığı, davalıların 6102 sayılı TTK 54. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı davranışta bulunmak suretiyle haksız rekabet yaptıkları, haksız rekabet sonucu davalıların elde ettiği menfaat net bir şekilde tespit edilemediği, alınan bilirkişi raporunda davalı Er şirketinin 12.858,23 TL menfaat etmiş olabileceği, davalı B. şirketinin ise 2013 yılında faaliyet zararı elde ettiği için onun hakkında hesaplama yapmadığı, ancak haksız rekabetin sabit olduğu ve adı geçen davalının başka bir faaliyetinden dolayı da zarar etmiş olabileceği, bir kısım ayakkabı modellerinin taklit edilmesi sebebiyle davacının kişilik haklarının zedelendiğinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 1.000,00 TL maddi tazminatın davalı B. şirketinden, 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı E. şirketinden 31.12.012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddine, Haksız rekabetin tespitine, bilirkişilerin bila tarihli 11 sayfadan oluşan raporunda taklit edildiği bildirilen ayakkabıların piyasada bulunması halinde TTK 56/1 (c) maddesi gereğince toplanması ve imhasına, karar kesinleştikten sonra gazetede ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, TTK 56 ve devamı maddelerine dayalı haksız rekabetin tespiti, men'i, maddi ve manevi tazminat ile haksız rekabet işlenmesine etkili olan taklit ürünlerin toplatılması ve imhasına ilişkindir.
Davacı, maddi tazminatın haksız rekabette bulunularak elde edilen menfaate göre hesaplanmasını istemiştir. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda da taraf defter ve belgeleri ile iş yerinde yapılan incelemeye dayalı olarak ve talebe uygun şekilde hesaplama yapılmış olup, raporda ayrıca 554 sayılı KHK 48. maddesinin belirtilmiş olmasının sonuca etkili olmadığı dikkate alınarak davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dosya kapsamındaki iddia, savunma ve olgular ile davaya konu taklit ürünlerin bilirkişi raporuyla tespit edilen satış miktarı dikkate alındığında TBK 49. madde şartlarının somut olayda gerçekleştiği gözetilerek davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ayrıca, davacının aynı davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmektedir. Temyize konu davada da haksız rekabetin tespiti, men'i ile maddi ve manevi tazminat olmak üzere üç ayrı dava açılmıştır. Mahkemece haksız rekabetin tespiti yönünden ayrı hüküm kurulmuş olup, bu talep yönünden davacı yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 563,56 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
01.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.