Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan sanık B...'un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/2-1, 125/4 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 61. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/10/2017 tarihli ve 2016/141 esas, 2017/229 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 31/05/2018 gün ve 46753 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın @b... isimli T.. hesabından müştekiye hakaret ettiği gerekçesi ile mahkûmiyet kararı verilmiş ise de, şikâyet konusu yazıların yazıldığı bahse konu hesabın sanığa ait olduğuna ilişkin mahkûmiyetine yeter kesin delil elde edilemediği, sanığın 17/01/2017 tarihli duruşmadaki savunmasında yer alan "... iddianamede belirtilen T.. paylaşım sitesinde benim tarafımdan kullanıldığı iddia edilen @b... isimli adres benim değildir, benim sadece F.. sayfam vardır, muhtemelen bana karşı garezi olan kişilerce burada yayınladığım fotoğraflarım da kullanılmak suretiyle oluşturulan sahte T.. hesabında da paylaşılmak suretiyle atılı suçun benim tarafımdan işlendiği izlenimi verilmek istenmiştir, dosyada bulunan Bahadır Ahmet Bozkurt isimli F.. sayfası ve görüntüleri ise bana aittir, suça konu T.. mesajının yayınlandığı adreste kullanılan profil resmi de F.. sayfasından kopyalanmıştır, sanırım bu profilde yer alan fotoğraf diğer sosyal medya hesapları üzerinden taranmak suretiyle F.. hesabıma ulaşılmıştır, kesinlikle mesajların benimle hiç bir alakası yoktur." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Atılı hakaret suçunun işlendiği "www.t...com" isimli sitenin bağlı olduğu elektronik servis hizmetlerinin yurtdışı kaynaklı olduğundan ilgili internet sitesine erişimin sağlandığı IP adres kayıtlarının da yurtdışı kaynaklı sunucularda tutulduğu, somut olayda bahse konu T.. firmasının adresinin de Amerika Birleşik Devletlerinde bulunduğu, bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması ile Türkiye ile Amerika Birleşik Devletlerinin de taraf olduğu Siber Suçlar Sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince anılan hakaret eyleminin gerçekleştirildiği IP bilgilerinin tespitine yönelik olarak Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün 10/07/2013 tarihli ve 69/2 sayılı Uluslararası Ceza İstinabe ve Tebligat konulu genelgesi kapsamında herhangi bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulu'nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında T.. hesabı üzerine yaptığı paylaşım nedeniyle hakaret suçundan dava açıldığı, sanığa ait F.. hesabı üzerinden yapılan inceleme neticesinde sanığa ulaşıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın bahse konu T.. hesabının kendisine ait olmadığına yönelik savunması karşısında, dosya arasında bulunan polis raporuna göre ilgili hesabın 8431 ileti attığı, 11.362 takipçisi olduğu, bu şartlarda sanığın iddia ettiği gibi hesabın sahte olmasının ve sanığın fotoğrafının diğer sosyal medya adreslerinden kopyalanarak alınmasının söz konusu olamayacağı, sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu sanığın eyleminin sübut bulduğu gerekçesiyle mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmıştır.
Ceza Genel Kurulunun 25/10/1993 gün ve 260/281 sayılı kararında belirtildiği gibi, olaya ilişkin tüm deliller toplanıp, değerlendirilip suçun oluştuğu kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle, kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce farklı gerekçeyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 22/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.