Sanık ... hakkında, Uşak Ağır Ceza Mahkemesinin 25.11.2011 gün 2010/180-2011/516 sayılı kararı ile, mağdur Mehmet Çakır'a yönelik eylemi nedeniyle 148/1, 150/2, 31/2, 168/1-3, 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezasının 5395 sayılı ÇKK'nin 23. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına; sanık hakkında mağdur ...'e yönelik eylemi nedeniyle 148/1, 150/2, 35/2, 31/2, 62. maddeleri uyarınca 3 ay 22 gün hapis cezasının 5395 sayılı ÇKK'nin 23. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve üç yıl denetim süresinin belirlendiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 26/01/2012 tarihinde kesinleştiği;
Sanık hakkında Uşak 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 08.03.2013 günlü, 2012/163 Esas ve 2013/208 sayılı kararı ile 07.03.2012 tarihinde işlediği yaralama suçundan 5237 sayılı TCK'nin 86/2, 86/3-e, 29, 31/3, 62. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilerek, sanık hakkında mahkemesine ihbarda bulunulduğu; sanık hakkında yapılan ihbar üzerine, sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği kabul edilerek hükmün açıklanmasına karar verildiği, ancak sanığa yüklenen ihbara konu 5237 sayılı Yasanın 86/2, 86/3-e, 29, 31/3, 62. maddelerindeki yaralama suçunun, 24.11.2016 tarihinde kabul edilen 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma kapsamına alındığından, TCK'nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekli ise de, adli sicil ve uyap kayıtlarının incelenmesinde, denetim süresi içerisinde, sanık hakkında Uşak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.01.2014 günlü, 2013/52 Esas ve 2014/24 sayılı kararı ile 21.04.2013 tarihinde işlediği yağma suçundan 5237 sayılı TCK'nin 149/1-d, 35/2, 31/3, maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve 06.11.2017 tarihinde kesinleşen ihbara konu suçunun olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede, Mağdur ...'ın babası ...'ın 24.06.2011 tarihli oturumda, “Duruşmaya girmeden önce zararımız olan 50 Kuruş sanık müdafii tarafından tarafıma verilmiştir ve zararımız karşılanmıştır” şeklinde beyanı karşısında mağdurun zararının "kovuşturma aşamasında" gerçekleştiği anlaşıldığı halde, hükmün gerekçesinde ve uygulama bölümünde "dava açılmazdan önce/kovuşturma başlamadan önce" ibarelerinin yazılması ve uygulama maddesinin "168/3-2.cümle" yerine, "168/3-1.cümle" olarak gösterilmesi, indirim oranı ve sonuç ceza doğru uygulandığından yerinde düzeltilmesi olanaklı maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, uyulan bozmaya, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde, hapse çevrilemeyeceği gözetilmeyerek 5275 sayılı Yasanın 106/4. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından, "Ödenmeyen adli para cezasının 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek hakkında kamuya yararlı bir işte çalışma tedbirine karar verilebileceği, bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uyulmaması hâlinde çalışılan günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamının açık ceza infaz kurumunda yerine getirileceğinin sanığa ihtarına," ilişkin bölümlerin çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.07.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.