Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/12/2016 tarihi itibariyle müvekkilinin, toptan elektrik satışı yapan davalı portföyünden çıkarılması sebebiyle ...'ın ulusal tarifesine geçtiğini, daha sonra ... A.Ş. İle sözleşme imzalandığını, bu sebeplerle zarara uğradığını ve portföyden çıkarılma tarihinden sözleşmenin bitiş tarihine kadar uğradığı zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının belirsiz alacak davasında hukuki yararı olmadığını, davacının ünvanını değiştirmiş olduğunu, müvekkili şirketin portföyünün 01.12.2016 tarihinde boşaltıldığını, davacının da bu portföy içinde olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7.1. Maddesindeki hükme göre resmi kurumlarca yapılacak değişikliklere düzenlemelere müşterinin uymayı peşinen kabul ve taahhüt ettiğini, portföy boşaltılmasının da bu hükme girdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2, Maddesindeki hükme göre sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi durumunda tarafların birbirlerinden herhangi bir tazminat talebinde bulunmamayı kabul ve taahhüt ettiklerini, sözleşme ekinde davacıya iletilmiş fiyat teklifi olsa bile bu sözleşmenin eki niteliğinde olmadığını, bu nedenle davacının Belediye Tüketim Vergisi hususundaki talebinin hukuki bir dayanağının mevcut olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinde Belediye Tüketim Vergisi oranına ilişkin bir hüküm bulunmadığını ve davacının bu hususta bir talebinin olamayacağını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonundu; "davacının, hem AG (alçak gerilim) hem de OG (orta gerilim) abonelikleri "ticarethane" tipi olduğunun tespit edildiği, ticarethane tipi aboneliklerde belediye tüketim vergisi yasa gereği % 5 olarak tahsil edildiği, tedarik şirketlerinin belediye tüketim vergisi oranırında indirim yapma yetkileri olmadığı, bundan dolayı davalı şirketin belediye tüketim vergisini %5 olarak faturalara yansıtması yasaya uygun olduğu, taraflar arasında yapılan perakende elektrik enerjisi satış sözleşmesinde belediye tüketim vergisinin %1 olarak tahsil edileceğine ilişkin her hangi bir hüküm de yer almamış olduğu, bu nedenlerle davacının belediye tüketim vergisine ilişkin fark bedel talep edemeyeceği, ...'ın, davalının lisansını iptal etmesi nedeniyle sözleşme kendiliğinden sona ermiş ve davacı portföyden çıkartılmıştır. ..., davacının elektriksiz kalmaması için bölgesindeki görevli tedarik şirketine bilgi vermiş ve mevzuata göre, davacının görevli tedarik şirketinden 01/12/2016-31/01/2017 arasında Ulusal Tarifeden indirimsiz olarak elektrik enerjisi satın alması sağlanmış olup, davacı, lisans iptali nedeniyle sözleşmenin sona erdiğini, portföyden çıkarıldığını, indirimsiz tarifeye geçtiğini ,fazla ödeme tahakkuk ettirildiğini, iki ay sonra dolaylı yoldan öğrendiğini, önceden bilgilendirmediği için sorumlusunun davalı şirket olduğunu bu nedenle fazla ödediği bedelleri davalı şirketten talep etmekte ise de, mevzuatına göre, davacının, görevli tedarik şirketi aracılığıyla bilgilendirilmesi gerekmektedir. Davalı şirketin, davacıyı bilgilendirme yükümlülüğü yoktur. Ayrıca, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 8.2. Maddesinde; "Tedarikçinin lisansının sona ermesi veya iptali hallerinde sözleşme kendiliğinden sona erer, bu durumda, taraflar birbirlerinden herhangi bir tazminat talebinde bulunmamayı kabul ve taahhüt ederler " hükmü yer almıştır, Bundan dolayı davacının, 01.12.2016-31.01,2017 arasında indirimsiz tarifeden elektrik satın almasından kaynaklanan fazla ödeme bedelinden davalı şirketin sorumluluğu olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özetle; mahkemece eksik inceleme nedeniyle haksız ve mesnetsiz olarak davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Taraflar arasında akdedebilen sözleşmeye aykırı olarak tahsil edilen bedelin istirdadı ve ...'ın, davalının lisansını iptal etmesi nedeniyle bu husussun bildirilmemesi nedeniyle uğradığı zararın tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında davacının, hem AG (alçak gerilim) hem de OG (orta gerilim) "ticarethane" tipi abonelik sözleşmesi yapıldığı, ticarethane tipi aboneliklerde belediye tüketim vergisi yasa gereği % 5 olarak tahsil edildiği, tedarik şirketlerinin belediye tüketim vergisi oranırında indirim yapma yetkileri olmadığı, bundan dolayı davalı şirketin belediye tüketim vergisini %5 olarak faturalara yansıtması yasaya uygun olduğu, taraflar arasında yapılan perakende elektrik enerjisi satış sözleşmesinde belediye tüketim vergisinin %1 olarak tahsil edileceğine ilişkin her hangi bir hüküm de yer almadığı, ...'ın, davalının lisansını iptal etmesi nedeniyle sözleşme kendiliğinden sona erdiği ve davacının portföyden çıkartıldığı, ..., davacının elektriksiz kalmaması için bölgesindeki görevli tedarik şirketine bilgi verdiği ve mevzuata göre, davacının görevli tedarik şirketinden 01/12/2016-31/01/2017 arasında Ulusal Tarifeden indirimsiz olarak elektrik enerjisi satın almasının sağlandığı. İlgili mevzuatına göre,bilgilendirmenin tedarik şirketi tarafından yapılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2. maddesinde; "Tedarikçinin lisansının sona ermesi veya iptali hallerinde sözleşme kendiliğinden sona erer, bu durumda, taraflar birbirlerinden herhangi bir tazminat talebinde bulunmamayı kabul ve taahhüt ederler " hükmü yer aldığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamın ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturaların sözleşmeye aykırı olmadığı, davalının lisansının iptal edilmesi nedeniyle davacıya bildirim yapma yükümlülüğünün bulunmadığı, ilk derece mahkemesince de bu hususlar gözetilerek karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL'nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/11/2020