TTK.nun 688/7. maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için "senedi tanzim edenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. TTK.nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken 589. maddesi gereğince şirketin münferiden temsile yetkili temsilcinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK.nun 690. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 613 ve 614/1. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadının yazılması gerekli değildir.
Bu açıklamalar ışığında sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirilir (HGK.nun 5.10.2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı).
Somut olayda 26.12.2008 tanzim, 30.9.2009 vade, 2.780 TL miktarlı bono dışındaki bonolarda keşide yerinde her iki imzanın da şirket kaşesi üzerine atılı olduğu görülmektedir.
Dosyada mevcut 17.4.2008 tarih ve 3129 yevmiye numaralı Kırıkkale 2. Noterliğince düzenlenmiş imza sirkülerinin incelenmesinde; senetlerin tanzim tarihi itibariyle Hakan Turgut'un borçlu şirketi münferiden temsile yetkili olduğu görülmektedir.
Senedin keşideci bölümünde şirket ve şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki imzasının bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın da imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur.
Bu durumda 26.12.2008 tanzim, 30.9.2009 vade, 2.780 TL miktarlı bono dışındaki bonolar yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken aval sıfatıyla imzası bulunan şirket yetkilisini şahsen sorumlu tutacak şekilde yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.