Özet:
- Dava, davacının murisinin 01/11/2001-22/05/2003 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
- Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
- Yapılacak iş, davalı işyerinin dönem bordroları dosyada olup, davacının tespitini istediği dönemde kayıtlı başka bordro tanıkları da mevcut olduğundan, bozma ilamında da belirtildiği gibi, hizmet tespitine ilişkin davalarda öncelikle davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları dinlenmeli, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların beyanları ile yetinilmemesi halinde, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kolluk aracılığıyla, işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılarak dinlenilmelidir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, ispatlanamayan davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
Dava, davacının murisinin 01/11/2001-22/05/2003 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 13/08/2002-22/05/2003 tarihleri arası dönemde, işe giriş bildirgesi, dönem bordroları, hizmet bildirimleri, hesap pusulaları, işten ayrılma bildirgesi, hizmet sözleşmesi, ibraname, ihtarname ve muhasebe fişleri ile 1/2001—5/2003 arası dönem bordrolarının bulunduğu tespit edilmiş ise de, Dairemizin 2010/13851 E. 2012/11646 K. sayılı ilamı ile mahkemenin davanın kabulüne ilişkin 22/10/2010 tarihli kararının, '' davanın nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde tutularak dosyada bulunan dönem bordrolarından davacı ile aynı dönemlerde çalışmış bordro tanıklarını tespit edip beyanlarına başvurmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermek '' gerektiği belirtilerek bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bozmaya uyan mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumundan ihtilaflı döneme ilişkin bordroların yeniden istendiği,birçok tanık dinlendiği,fakat tanıklardan yalnızca ... ‘ın gelen listede isminin yer aldığı,diğer tanıkların davalı işyerinde çalışmadıklarına dair beyanlarının bulunduğu, Mahkemece resen yeteri kadar bordro tanığı dinlenmediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ise de, bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan Mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Mahkemece yapılacak iş, davalı işyerinin dönem bordroları dosyada olup, davacının tespitini istediği dönemde kayıtlı başka bordro tanıkları da mevcut olduğundan, bozma ilamında da belirtildiği gibi, hizmet tespitine ilişkin davalarda öncelikle davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları dinlenmeli, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların beyanları ile yetinilmemesi halinde, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kolluk aracılığıyla, işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılarak dinlenilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 20/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
kaynak:(www.corpus.com.tr)