12. Hukuk Dairesinin 16.12.2013 gün ve 2013/33461 E., 2013/40233 K. sayılı kararı ile;
“...Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe karşı borçlunun, takip dayanağı senedin kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden düzenlenmiş olup teminat senedi olarak lehtara verildiğini, senet üzerinde de açıkça belirtildiği üzere inşaatın bitirilmesi ve dairenin anahtar tesliminin yapılması neticesinde senedin geçerlilik kazanacağı yönünde anlaşma yapıldığını, ancak lehtarın taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını, bu sebeple takip alacaklısına ve senet alacaklısına borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz ettiği ve takibin iptalini talep ettiği; mahkemece, borçlunun dayandığı belgenin alacaklının imzasını taşıyan İİK'nun 68. maddesi kapsamında bir belge olmadığı, takip dayanağı senedin imzasının inkar edilmemiş olup mücerret borç ikrarını içerdiği, buna karşılık borçlu tarafından aynı kuvvette bir belge ibraz edilmediği gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK'nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, kambiyo takibinin dayanağını oluşturan senedin arka yüzünde; "İnşaat sözleşmesine aittir. İnşaatın bitimine kadar ödenecektir." şeklinde kayıt konulmuş olup bu kayıt, yukarıda açıklanan yasa maddesinde belirtilen ve bononun kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiğine ilişkin hükme aykırıdır. Borçlu tarafça senet arkasında belirtilen işlerin senet alacaklısı tarafından yapılmadığı öne sürüldüğüne ve senet alacaklısı tarafından da bu iddiaya karşılık herhangi bir cevap verilmediğine göre senetten doğan alacağın varlık ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamaya muhtaçtır. Bu nedenle takibe dayanak senet kambiyo vasfını taşımadığından kambiyo senetlerine özgü takibe konulamaz.
O halde mahkemece, itirazın kabulü ile İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir...”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, borca itiraz ve takibin şikâyet yoluyla iptaline ilişkindir.
Şikâyetçi, aleyhine girişilen icra takibine dayanak kılınan bononun arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında belirlenen bağımsız bölümün teslimi ile hüküm ifade edeceğini, sözleşme gereğinin yerine getirilmediğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Şikâyet olunan (ciranta) ... vekili daha önce giriştikleri takipten, şikâyetçi borçlunun ödeme vaadi nedeniyle feragat ettiğini bildirerek şikâyetin reddini savunmuştur. Diğer şikâyet olunan (lehdar) ... yargılamaya katılmamış ve cevap vermemiştir.
İcra mahkemesince bononun illetten mücerret olduğu ve şikâyetin belgeye dayanmadığı gerekçesiyle verilen red kararı; şikâyetçinin temyiz itirazı üzerine Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece belge arkasındaki şerhin bono vasfını etkilemeyeceği ve şikâyete dayanak kılınan İcra ve İflas Kanunu’nun 170/a maddesi çerçevesinde takip yolunun doğru olduğu belirtilerek önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararı şikâyetçi borçlu tarafından temyiz edilmektedir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık takip dayanağı bono arkasında yazan "İnşaat sözleşmesine aittir. İnşaatın bitimine kadar ödenecektir" şeklinde kaydın senedin bono vasfını etkileyip etkilemeyeceği, burada varılan sonuca göre bu belgeye dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
I- Şikâyetçinin şikâyet olunan ...'a yönelik temyiz itirazları bakımından:
Şikâyet kural olarak icra müdürünün bir işleminin icra mahkemesince iptali amacını taşırsa da şikayetin karşı tarafı icra müdürü değildir. İstisnaları bir kenara bırakılacak olursa şikâyetin bir hasma yöneltilmesi gerekmez fakat şikâyet sonucunda hukuki durumu etkilenecek kimsenin savunma ve hukuki dinlenilme haklarına riayet edilmesi ve ileri süreceği def'i ve itirazların değerlendirilmesi gerekir.
İcra takip dosyasında alacaklı ya da borçlu tarafta bulunmayan kimsenin şikayet yargılamasında taraf olması da mümkün değildir.
Somut olayda kambiyo senedinin hamili ... takip alacaklısı, keşideci ... ise takip borçlusudur. Lehdar ...'ın icra takibinde bir sıfatı bulunmamaktadır; bu haliyle adı geçenin icra mahkemesine sunulan şikâyette hasım gösterilmesi doğru değildir. İcra mahkemesinin takipte taraf olmayan ... hakkında verdiği red kararı, sonucu itibariyle isabetli olup hükmün açıklanan değişik gerekçe ile onanmasına karar verilmelidir.
II- Şikâyetçinin şikâyet olunan ...'e yönelik temyiz itirazları bakımından:
İstem arka yüzünde "İnşaat sözleşmesine aittir. İnşaatın bitimine kadar ödenecektir" şeklinde kayıt bulunan bono ile girişilen kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin şikâyet yoluyla iptaline ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 168 inci maddesinin 1 inci bendine göre “İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir”. Somut olayda alacaklı, arka yüzüne sözleşmeye ve ödeme zamanına ilişkin kayıt düşülmüş bonoya dayalı olarak takibe girişmiş ve icra müdürü de anılan yasal düzenleme çerçevesinde borçluya (örnek 10) ödeme emri tebliğ etmiştir. Bu durumda öncelikle takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776 ncı maddesine göre bononun senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesi ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelime, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadi, vade, ödeme yeri, kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adı, düzenlenme tarihi ve yeri ile düzenleyenin imzası bulunmalıdır.
Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. Öztan'ın da ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi "şart kabul etmeyen" bir işlemdir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. b., Ankara 1997, s.451). Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun 777 nci maddesi zorunlu unsurları taşımayan senedin bono niteliğinde olmadığını belirttikten sonra vade, keşide ve ödeme yeri konusunda da yedek hukuk kuralı getirerek oluşabilecek boşlukları doldurmuş ve belirlilik ilkesini bu şekilde desteklemiştir. Avizo, bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de illetten mücerretlik veya muayyenlik vasfını ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konması, onun kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırır.
Somut olayda takip konusu edilen bononun arkasına "İnşaat sözleşmesine aittir. İnşaatın bitimine kadar ödenecektir" şeklinde konulan ibare ödemeyi başka bir olayın vukuuna bağlamış ve bu haliyle bononun muayyenlik unsurunu ve dolayısıyla kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırmıştır. Nitekim keşideci borçlu da (ancak yargılama ile belirlenebilecek biçimde) inşaatın tamamlanmadığını ve henüz ödeme zamanının gelmediğini ileri sürmüştür.
Bono vasfı bulunmayan belgeye dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağına ilişkin kural da (İİK.m.168/1) dikkate alındığında borçlu aleyhine bu yolla takip yapılması doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin şikayet olunan-alacaklı ...'e ilişkin direnme kararı usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararının bozulması gerekir.
S O N U Ç: 1-Yukarıda (I) sayılı bentte açıklanan nedenle şikâyetçi – borçlunun ...'a yönelik temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının değişik gerekçe ile ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
2-(II) nolu bentte açıklanan nedenlerle şikâyetçi–borçlunun şikayet olunan-alacaklı ...'e yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 366/III. maddesi uyarınca tebliğden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.