Özet:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, ... 1. İş Mahkemesinin 2015/505-2017/268 E.K sayılı kararı ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) ... şubesi 5. olağan genel kurul seçimleri ile ilgili olarak genel kurul seçimlerinin tüm prosedür ve sonuçları ile iptaline karar verildiğini, bu karar sonrası Sağlık-Sen Sendikası ... Şubesi'nin hâlihazırdaki yönetiminin meşruiyetini kaybettiğini, genel kurul sürecindeki usulsüzlükler ve yapılan yanlış uygulamaların ... 1. İş Mahkemesinin 2015/505-2017/268 E.K. sayılı dosyası kapsamında aldırılan bilirkişi raporu vasıtasıyla açıkça ortaya çıktığını, anılan dosyanın gerekçeli kararında “şube genel kurulunun usule, yasaya ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğu kanaatiyle” olağan genel kurulun iptaline karar verildiğinin belirtildiğini, Sağlık-Sen tüzüğünün 19/b maddesinde sendika genel merkezinin “tüzükte değişiklik” yapma konusunda tam yetkili olduğunun belirtildiğini, bu durum göz önüne alındığında mahkemece davalı sendika yönetimine kayyım atanması gerekliliği doğduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 15/3. maddesinin “Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler” şeklinde olduğunu, bu kanun maddesi ışığında sendika üyelerinin mağdur olmaması ve meşru bir yönetimin oluşturulması maksadıyla sayın mahkemenin kayyım atanmasına karar vermesinin Sağlık-Sen ... Şubesi ve üyeleri için büyük bir önem arz ettiğini, Sağlık-Sen genel merkezinin mevcut yönetimi lağvedip kendi belirleyecekleri başkan ve yönetim kurulu üyelerini atama yetkisi olduğunu, dosya kapsamında da anlaşılacağı üzere Sağlık-Sen ... şubesinin 5. olağan genel kurulu üzerindeki şaibelerin ziyadesiyle kuvvetli olduğunu, ileri sürerek Sağlık-Sen ... şubesine mahkemece belirlenecek kayyım veya kayyım heyetinin atanmasına, atanacak kayyım veya kayyım heyetinin; Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) ... Şubesi'nde Genel Kurulu, kanun ve tüzük hükümleri gereğince en kısa zamanda toplanmak ve yönetim kurulu seçilinceye kadar cari işlemleri yürütmek üzere görevlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Gerekçe:
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 3 üncü maddesinde sendika “Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar” olarak tanımlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51 inci maddesi de aynı doğrultudadır. Aynı maddenin son fıkrasında sendikaların yönetim ve işleyişlerinin demokrasi esaslarına aykırı olamayacağı vurgulanmıştır.
4688 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinde, genel kurulun, sendika ve şubelerin zorunlu organlarından olduğu belirtilmiştir. Genel kurulun görev ve yetkileri, aynı Kanun'un 12 nci maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre, sendika organlarının seçimi yetkisi de genel kuruldadır. Bu itibarla, sendikanın yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyelerinin belirlendiği genel kurulların, demokratik esaslar doğrultusunda icra edilmesi, sendika içi demokrasinin gerçekleşmesi yönünden son derece önemlidir. Bu cümleden olarak, bir sendikanın demokratik yapıya sahip olup olmadığına ilişkin en somut ölçüler genel kurulun yapısı ve işleyişinde aranmalıdır (ŞAHLANAN, Fevzi: Sendikaların İşleyişinin Demokratik İlkelere Uygunluğu, ..., 1980, s.119).
4688 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi atfı ile uygulanması gereken 6356 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre de;
“(2) Bakanlık veya kuruluş ya da şubesinin üye ve delegeleri; kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak genel kurul ve seçim yapılması veya seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük ya da kanuna aykırı uygulama iddiasıyla, bu işlemlerin veya genel kurulun iptali için genel kurul tarihinden itibaren bir ay içerisinde dava açabilir. Dava basit yargılama usulüne göre iki ay içerisinde sonuçlandırılır. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/30 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtayca on beş gün içinde kesin olarak karar verilir.
(3) Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı Kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler.”
Somut uyuşmazlıkta davalı Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) ... şubesinin 5. olağan genel kurulu 20/09/2014 tarihinde icra edilmiş, söz konusu genel kurulun iptali için açılan bir başka dava sonucunda ... 1. İş Mahkemesinin 2019/381-2019/274 E.K. sayılı kararıyla dava kabul edilerek genel kurulun iptaline karar verilmiş ve karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 10/06/2020 tarih ve 2020/1796-6260 E.K. sayılı ilâmı ile onanmıştır.
Diğer taraftan, genel kurulun iptali davasında davacılar tarafından şube yönetimine kayyım tayini talep edilmemiş, mahkemece şube yönetimine kayyım tayin edilmeden kurulan hükme yönelik davacıların temyiz başvurusu da söz konusu olmamıştır. Bu itibarla kayyım tayin edilmeksizin genel kurulun iptaline dair kurulan hüküm bu şekilde kesinleşmiştir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında belirtmek gerekir ki, 6356 sayılı Kanun’un 15 inci maddesi kapsamında kayyım tayini hususu genel kurulun iptaline dair açılacak dava ile karara bağlanmalıdır. Genel kurulun iptaline dair açılan davada kayyım tayini talep edilmediği ve bu hususta kanun yoluna da başvurulmadığı için kayyım tayin edilmeksizin mahkeme kararı kesinleşmiş ise bu aşamadan sonra açılacak bir başka dava ile kayyım tayininin talep edilmesi olanaklı değildir.
Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.