Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muhdesatın aidiyetinin tespiti ve allacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; dava dışı ...’un kendisini 1964 yılında evlat edindiğini, davalıların ise, dava dışı ...’un eşi olan ...’un yasal mirasçıları olduğunu, ...’un 2005 yılında vefat ettiğini, davalıların murisi ... ile anne oğul ilişkisine sahip olduğunu ve 2016 yılında vefatına kadar onun her ihtiyacı ile kendisinin ilgilendiğini, ... hayatta olduğu süreç içinde ona ait taşınmazlardan tarla vasfında olanlara çeşitli meyve ağaçları diktiğini, bunların bakımları ile de kendisinin ilgilendiğini, yine ...’a ait ev ve arsa vasfında olan taşınmazlara da bir takım tadilatlar yaptığını, davalıların ...’un mirasçıları olmaları nedeniyle söz konusu taşınmazların üzerindeki muhdesatlarla davalılara intikal edeceğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, ...’a ait taşınmazlara iyi niyetli olarak diktiği ağaçlar ile evlere yapmış olduğu bakım ve tadilat masraflardan şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 15/05/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 59.965 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar; davacı ile murisleri ...’un hiçbir yakınlığının bulunmadığını, davacının murisleri ile ilgilenmediğini, taleplerinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; alınan bilirkişi raporları ile davacının yaptığı tadilatlar ve diktiği ağaçlar ve bakım giderlerinin tespit edildiği, davacının muris ...'un vefatına kadar iyi niyetli olarak taşınmazları kullandığı, muhtesat edindiği ve var olan meskenlerde tadilat yaptığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 59.965 TL’nin davalılardan miras payı oranında alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karara karşı, davalılarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacının, dava konusu taşınmazlarda yaptığını ileri sürdüğü muhtesatların verasetin intikali ile davalı mirasçıların mülkiyetine geçtiği ve davalıların bu muhtesat bedeli kadar zenginleştiği, mahkemece muhtesat bedelleri ile ilgili bilirkişi raporu ile belirlenen bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; davacının, davalıların murisi...’a ait bir kısım taşınmazlarda yetiştirdiği ağaçlar ile yapılara yaptığı masrafların sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir.
02/02/1991 tarihli ve 1990/1 E. 1991/1 K. sayılı YİBK'da vurgulandığı gibi iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir.
Bu azalma ve çoğalmanın, dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalılara teslim edildiği tarihte gerçekleştiğinin kabulü zorunludur.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacının, ağaç diktiği tarlarlar ile tadilat yaptığı yapıları halen kullanıp kullanmadığı, zilyetliğinin devam edip etmediği anlaşılamamaktadır.
Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince davaya konu edilen taşınmazların ve yapıların dava tarihi itibariyle davacının kullanımında olup olmadığının, bu tarih itibariyle davacının zilyetliğinin devam edip etmediğinin araştırılması, nitekim bu taşınmaz ve yapılar halen davacının kullanımında ise, sebepsiz zenginleşme olgusunun henüz gerçekleşmediği gözetilerek hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekeceğinin nazara alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 31/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.