CMK'nın 260/1. maddesine göre rüşvet alma ve rüşvet verme suçlarından katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının olması ve vekili tarafından 30/09/2013 tarihli dilekçeyle kamu davalarına katılma talebinde bulunulması karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki "...Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır." düzenlemesine ve CMK'nın 237/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Hazinenin kamu davalarına katılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Olay tarihinde sanık ...'ın, fenni muayenesi ile zorunlu trafik sigortası bulunmayan ve üzerinde yakalamalı haciz kaydı bulunan aracıyla ilgili işlem yapılmaması karşılığında, yol uygulamasında görevli olan trafik polisi sanıklar ... ve ...'e önce 70 TL para verdiği, bir müddet sonra duyduğu pişmanlık sonucu sanıkların suçüstü yakalanmasını sağlamak için olay yerine geri dönerek seri numarasını aldığı 10 TL parayı da ''önceki az oldu'' diyerek sanıklara verdiği ve olayı ihbar ettiği iddia ve kabul edilen dava konusu somut olayda; Cumhuriyet savcısından alınan 20/12/2011 tarihli sözlü görevlendirme ve aynı tarihli kolluk amirinin verdiği yazılı arama ve elkoyma emri ile sanıkların üst aramalarının yapıldığı, yargılama neticesinde sanık ... hakkında rüşvet verme suçundan ceza verilmesine yer olmadığı, diğer sanıklar hakkında ise rüşvet alma suçundan mahkumiyet kararları verilmiş ise de;
Bir suç işlendiğini öğrenen kolluk görevlilerinin, gecikmeksizin durumu Cumhuriyet savcısına bildirerek, ihtiyaç duyulması halinde, şüphelilerin yakalanması ve suç delillerinin elde edilmesini temin amacıyla CMK'nın 116 ve devamı maddeleri uyarınca usulüne uygun arama kararı alarak işlem yapması gerekmektedir. CMK'nın
119/2 ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 7/2. maddeleri gereğince yapılacak aramanın ancak hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabileceği, CMK'nın 123. maddesine göre, ispat aracı olarak yararlı görülen ya da eşya veya kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan malvarlığı değerlerinin, muhafaza altına alınabileceği, yanında bulunduran kişinin rızasıyla teslim etmediği bu tür eşyaya ise elkonulabileceği, CMK'nın 127. maddesi uyarınca da hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerinin, elkoyma işlemini gerçekleştirebileceği, hakim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işleminin, yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulması gerektiği, hakimin, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklaması, aksi halde elkoymanın kendiliğinden kalkacağı hususlarına riayet edilmelidir.
Somut olayda; yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere aykırı şekilde kolluk görevlilerince, sanık ...'ın ihbarı üzerine CMK'nın 160 vd. maddelerine göre Cumhuriyet savcısına bilgi verildiği ve ''..görevli memurların bulundukları yerden alınarak kolluk amirinin yazılı talimatı ile üst aramalarının yapılması ve üst aramasında çıkan 10 TL paraya el konularak hakim onayına sunulması..'' talimatının alınması üzerine de kolluk amirinin 20/12/2011 günlü yazılı arama ve el koyma emrini takiben sanıkların üst aramalarının yapıldığı ve sanıklardan Kerimhan'ın üzerinde seri numarası alınan 10 TL para ile birlikte toplam 50 TL paranın ele geçirildiği ancak arama ve elkoyma tedbiri ile ilgili Cumhuriyet savcılığının yazılı emri bulunmaksızın kolluk amirinin yazılı emriyle üst araması yapılmasının CMK'nın 116 vd. maddelerine aykırı olup, bu kapsamda sanık Kerimhan'da ele geçen paranın kanunlara uygun şekilde tespit edilmeyen kanıt niteliğinde olduğu gözetilerek, hukuka aykırı deliller dışlandıktan sonra, iddiaya konu edilen soruşturma evrakı ve diğer deliller değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kabule göre de;
Yüklenen suçu 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar ... hakkında 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... ve ... müdafileri ile katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 12/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.