A- Sanıklar ... ve ...'nun mahkumiyetlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... müdafiinin eksik inceleme yapıldığına, kusura, lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine, sanık ... müdafiinin ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar hakkında hükmedilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine ve TCK'nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden (2) ve (3) olarak numaralandırılan hüküm fıkralarının 4. bentlerinin çıkarılarak yerine “Sanığa verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK'nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK'nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 760 tam gün olarak belirlenmesine; TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 15.200TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık ...'ın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ölen ...'ün ... İlçesi ...Köyü ...Baraj Şantiyesinde saha amiri, ...'ın kamyon şoförü, ...'nun inşaat mühendisi ve şantiye şefi yardımcısı, sanık ...'ın inşaat mühendisi aynı zamanda şantiye şefi olarak çalıştığı baraj şantiyesinde ... Enerji A.ş.ye bağlı olarak saha amiri olarak çalışan 1960 doğumlu ...'ün 18.08.2013 tarihinde ... idaresindeki kamyona her biri 1899 kg olan 14 adet beton bloku yüklettikten sonra, beton blokların üzerine binerek kamyonla stok sahasına giderken, derivasyon kanalı yanında stabilize mıcırlı yolda kamyonun bir kısmının açıkta olan plastik boru üzerinden geçmesi sırasında, dengesinin bozularak sol tarafa yan şekilde yatıp devrilmesi ile araç üzerinde bulunan ...'ün etrafa savrulan beton blokların altında kalarak öldüğü olayla ilgili olarak tutulan olay yeri inceleme tutanağında “ Kamyon üzerinde yapılan incelemelerde kamyonun gözle görünür herhangi bir yerinde devrilmeye sebebiyet verecek kırılma ve kopma gibi bir emarenin olmadığı, bütün lastiklerinin sağlam olduğu, ancak kamyonun sol arka tarafında çift olarak bulunan lastiklerin alt kısmında içerisinden kabloların geçirildiği öğrenilen ve yarısı toprak üzerinde, yarısı toprağın altında bulunan, gözüken tarafın genişliği 50 cm olan ve tam çapı 1 metre olduğu değerlendirilen, her iki tarafının da tam olarak kapatılmaması nedeniyle boşluklar olan plastik boruya bastığı esnada, kamyonun dengesini kaybederek devrildiği, bunun dışında olay yerinde olayla ilgisi olabileceği değerlendirilen herhangi bir iz ve emareye rastlanılmadığının belirtilmiş olması, kamyon şoförü olan sanık ...’ın savunmasında “kazaya karışan kamyonu olay sırasında ben kullanıyordum, olay tarihinde paydos saatine yakın bir zamanda maktul ...'ın talimatı üzerine daha önce kule vinç için kullanılan beton blokların aracıma yüklenmesine başlanıldı, blokların ağırlığının aracın yük hacmini aşması nedeni ile kendisine yük hacminin aşıldığını söyledim ancak kendisi tekrar gelemeyeceğimizi söyleyerek vinç operatörü ...'a tamamının yüklenmesi talimatını verdi, o da tamamını yükledi, ilk önce aracın üzerinden kendisini indirdik, ben aracın etrafını kontrol ederken kendisi tekrar aracın üzerine çıkmış, yaklaşık 50-60 metre gittikten sonra araç devrildi, araçtan indiğimde maktulün blokların arasında olduğunu gördüm, şantiyede bulunan arkadaşlar kendisini hastaneye kaldırdılar, zannediyorum yolda vefat etmiş, kazanın meydana geldiği yerde yolu daraltan herhangi bir şey yoktu, yolda herhangi bir yükselti yoktu, yolun altında plastik boru ile enerji hattı geçirilmişti ancak bu durum yaklaşık bir buçuk senedir böyleydi ve üzerinden yüzlerce araba geçmiştir, kaza yerinde herhangi bir çökme yoktu,” şeklindeki beyanı, Sanık ...’ın savunmasında; “çermikel baraj inşaaatı ihalesini övünç elektrik anonim şirketi almıştır, almış olduğu işi çeşitli taşeron firmalara ihale etmiştir bu arada inşaat işlerini ortek isimli firmaya, iş güvenliği ile ilgili işlerini ise koza isimli firmaya ihale etmiştir, ben ortek isimli firmanın imza yetkisi de olmak üzere inşaat mühendisi ve yetkilisi olarak baraj şantiyesinde görev aldım, övünç elektrik isimli yüklenici firmanın şantiyedeki tek görevlisi maktul ...'dür, iş güvenliği ile ilgili yapılan toplantıların bir çoğunda ben başkan olarak bulundum yine bir çoğunda maktul de üye olarak bulunmuştur, taşeron firmaların başında yüklenici firma tarafından görevlendirilmiş yetkili bir personel bulunmaz; bütün firmalar kendi alanı ile ilgili işlerde çalışırlar ve bu firmaların yetkilileri ile aramızda toplantı yaparak koordineli bir şekilde işi yürütürüz. Olay tarihinde baraj inşaatı bitmiş ön kabul aşamasına gelmişti, bu nedenle sahanın temizlenmesi gerekiyordu, aramızda yaptığımız toplantı da maktulü, şoför ...'ı ve vinç operatörü ...'ı ve bunlar dışında yeteri kadar vasıfsız işçiyi görevlendirdik, görevlendirdiklerimizin en yetkilisi maktul idi. Sahanın büyük bir kısmı bayram öncesi temizlendikten sonra maktulün ve diğer çalışanların talepleri doğrultusunda bu beton bloklar ile ilgili kısmı bayram sonrasına kaldı, bu arada ben maktulü ve diğer çalışanları bayramdan sonra şantiyeye dönmeyeceğim için iş güvenliğine, şantiye içi hız limitine ve yük istiabına dikkat etmeleri hususunda uyardım, ancak bayram sonrasında bu hadise meydana geldi, bu hadisenin meydana gelmesinde benim herhangi bir kusurum bulunmamaktadır, maktul baraj inşaatında ve şantiyelerde uzun süre çalışmış, şantiyede yüklenici firmanın yetkilisi olarak bulunan bir kişidir, iş güvenliği ile ilgili en az benim kadar yetkisi ve sorumluluğu vardır, kaza kendisinin kusuru ile meydana gelmiştir” şeklindeki savunması, yine Sanık ...’nun karakol beyanında “ işletmede sorumluluk ve yetki sahibi olan kişi şantiye şefi olan.... Kendisi bulunmadığı zamanlarda en yetkili kişi benim. Ancak alınacak kararları kendisine telefon ile ulaşmak suretiyle bildiriyorum. Aldığım talimatlar doğrultusunda yapılması gereken işleri organize ediyorum. Ama herhangi bir yetki kullanımı yapmıyorum” şeklindeki beyanı ile şantiyede çalışan işçilerin sanık ... olmadığı zaman talimatları sanık ... aldıklarına ilişkin anlatımları gözetilerek, olay tarihinde sanığın izinli olduğu, yerine şantiye ile ilgilenen diğer sanık ...’nun inşaat mühendisi olup işinin ehli olduğu, dikkate alınarak, olay günü şantiye alanında yapılan işlerin denetim ve gözetiminden sanık ... sorumlu olduğu, sanığın sorumluluğunun bulunmadığı, ayrıca her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda kamyonun devrilme nedenininin yoldaki çökme olduğu ve kamyonların gidip geldikleri yük taşıdıkları stabilize ve mıcırlı yolun güvenlikli olmamasının sorumluluğunun şantiye şefi ile yardımcısına ait olduğu belirtilmiş ise de, kamyon şoförü olan diğer sanık ...'ın yolun 1,5 yıldır aynı vaziyette olduğu, olay gününe kadar da kamyon ile yük taşındığı ve bir sorun yaşanmadığı şeklindeki beyanı ve tüm dosya kapsamından olayın asıl nedeninin kamyonun dengesini bozacak ve istiap haddini aşacak şekilde yüklenmesi olduğu, bu oluş karşısında sanığa kusur atfedilemeyeceği dikkate alınarak atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanık hakkında hükmedilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi esnasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine ve TCK'nın 52/3. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.