Rıza Dışı Mail Order Yöntemiyle Yapılan Alışveriş - Bankanın Sorumluluğu
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No : 2020/5738
Karar No : 2020/4350
Karar Tarihi : 2020-10-22





Taraflar arasındaki davanın Bakırköy 6. Tüketici Mahkemesi tarafından yukarıda 2018/591-2019/881 sayı ve 25.09.2019 tarihi belirtilen kararın HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine, dava dosyası ve içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve diğer tüm dosya kapsamı delil ve belgeler incelendi. Gereği müzakere edilip düşünüldü.

Davacı vekili, davalı Bankaca verilen kredi kartından bilgisi ve rızası hilafına 3.900,00 TL mail order yöntemiyle davalı bankanın üye işyeri sahibi Ö. Lastik ve Kauçuk Sanayi Y. Otomotiv-... tarafından çekildiğini, müvekkilinin olayı fark etmesi üzerine 18.01.2018 tarihinde itiraz formu ile davalı Bankaya başvurduğunu, müvekkiline ödenmesi gereken ve bakiye 2.200,00 TL'nin ödenmesi amacıyla müvekkili tarafından bankaya başvurulmasına rağmen iade gerçekleşmediğini, Ö. Lastik ve Kauçuk Sanayi Y. Otomotiv ...tarafından 15.09.2017 tarihinde 1.700,00 TL'nin müvekkiline iade edildiğini, müvekkilinin bakiye 2.200,00 TL alacağı için 20.02.2018 tarihli dilekçesi ile Esenler Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına başvurduğunu, ancak Esenler Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığının iki ayrı davalı için vermiş olduğu 2 ayrı karar ile görevsizlik kararı verdiğini, kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek G. Bankası hakkındaki 19.06.2018 tarihli Karar ile Ö. Lastik ve Kauçuk Sanayi Y. Otomotiv ...hakkında verilen 25.07.2018 tarihli kararların 6502 sayılı TKHK madde 70 gereğince itirazen kaldırılarak iptaline, 2.200,00 TL'nin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı banka vekili, müvekkili ile Ö. Lastik ve Kauçuk Sanayi Y. Otomotiv ...arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığını, davaya konu olayda üye işyerinin sorumlu olduğunu, davaya konu 7.9.2017 tarihli 3.900,-TL tutarlı işlemin müvekkili tarafından üye işyerine verilen pos cihazından gerçekleştiğini, işleme ilişkin log kayıtlarını dosyaya sunduklarını, işlemin mail order olarak yapıldığını, uluslararası kart çıkaran kuruluşlara ait kurallar gereği kart hamilinin onayı olmaksızın tamamlanan mail order işlemlerinde finansal sorumluluğun üye iş yerine ait olduğunu, bankaya kusur izafe edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davacının bilgisi dışında gerçekleşen işlemde harcama tutarının 1.700,-TL'sinin banka tarafından davacıya iade olunduğu, davalı banka ile Ö. Lastik firması arasında üye işyeri sözleşmesinin varlığı noktasında dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı, aynı zamanda davacının Esenler İlçe TSHH'ye Ö. Lastik Kauçuk firması yönünden başvuruda bulunduğu, bu bakımdan banka ve kredi kartları uygulamalarına uygun hareket eden davalı banka yönünden davacıya ödenmeyen tutarlar noktasında husumetin oluşmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Davacının dilekçesi, Adalet Bakanlığı'nın talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, davalı Bankanın vermiş olduğu cevap dilekçesinde ve bilirkişi raporunda Ö. Lastik - ...'ın işyerinin davalı Bankanın üye işyeri olduğunun anlaşıldığı, 1.700,00 TL'yi bankanın yahut diğer davalının iade etmesi ile husumetin belirlenmesinde hukuki illiyet bağı kurulamadığı, dava dilekçesinde 1.700,00 TL'nin Ö. Lastik ve Kauçuk Sanayi Y. Otomotiv-... tarafından ödenmiş olduğunun beyan edildiği ve davacının Tüketici Hakem Heyetine her iki davalı için aynı dilekçede başvuruda bulunduğu anlaşıldığından husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün 6100 sayılı HMK m.363/1 uyarınca kanun yararına bozulması istenmiştir.

Dava, davacının davalı Bankaca verilen kredi kartından bilgisi ve rızası hilafına mail order yöntemiyle yapılan alışveriş nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.

Yukarıda yapılan özetten anlaşılacağı üzere davacı vekili, müvekkiline ait kredi kartından müvekkilinin onayı olmadan mail order yöntemiyle 07.08.2017 tarihinde 3.900,-TL çekildiğini, 18.01.2018 tarihli itiraz formu ile 2.200,-TL’nin iadesi için davalı G. Bankası’na müracat edilmesine rağmen bankanın talebi karşılamadığını iddia etmiştir.

Davalı banka vekili ise davacının, müvekkili bankanın müşterisi ve kredi kartı hamili olduğunu, dava konusu işlemin müvekkilince üye işyerine verilen pos cihazı ile gerçekleştirildiğini, işleme ilişkin log kayıtlarını dosyaya sunduklarını, mail order yöntemi ile gerçekleştirilen işlemlerden dolayı müvekkili bankaya kusur izafe edilemeyeceğini savunmuştur.

Mahkemece, yazılı gerekçe ile davalı banka yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de bankalar, özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlardır. Bankalar sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumunda olup bu durum, bankaların bir güven kurumu olarak kabul edilmesini ve bankanın sorumluluğunun özel güven sebebiyle ağırlaştırılmasını gerektirir. Bankalar, ağırlaştırılmış sorumluluğun bir gereği olarak objektif özen yükümlülüğü altında bulunmakta olup, buna karşılık hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. Bankacılık Kanunu’nun 76. maddesi bankaların, müşterilerinin, verilen hizmetlerden kaynaklanan her türlü sorularına cevap verecek bir sistem kurmakla ve bu hizmetle ilgili bilgiyi müşterilerine bildirmekle yükümlü oldukları hükmünü, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 8. maddesi Kart Çıkaran Kuruşların kart çıkarma ve buna ilişkin yükümlülüklerini düzenlenmiştir. Aynı Yasa'nın 33. maddesinde kart çıkaran kuruluşların ilgili düzenlemeler ile getirilen yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gerekli basiret ve özeni göstermekle yükümlü oldukları öngörülmüştür.

Buna göre somut uyuşmalıkta davacı ile davalı banka arasında imzalanan G. Kredi Kartları Üyelik Sözleşmesinin tarafı olan davalı bankaya husumet düşeceğinden mahkemece davalı banka yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, HMK 363/1 maddesi gereği bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 6100 sayılı HMK'nın 363. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına BOZULMASINA, aynı yasanın 363/son maddesi hükmü uyarınca kararın bir örneğinin Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine, 22.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.