Dava, davacıların desteği tarafından yapılan tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat etmesi nedeniyle trafik sigortacısına karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı isteme ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde: “...01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren KZMMS Genel Şartlarının A.6. maddesinin sonuna ‘Sigortacının bu maddenin birinci paragrafının d bendi kapsamında olmasına rağmen ilgililere yaptığı tazminat ödemeleri için sigortalının terekesine ve tereke borçlusu olan mirasçılarına sigortalının kusuru oranında ve ilgili mevzuat dahilinde müracaat hakkı saklıdır’ ibaresinin eklendiği anlaşılmakla eldeki somut uyuşmazlık da davanın 21.09.2015 tarihinde yani 01.06.2015 tarihli genelgeden sonra açıldığı buna göre de sigortalı sürücünün kendi kusurundan dolayı yakınlarına destek tazminatına hükmedilemeyeceği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından davalı ... şirketinin zarardan sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Kazaya sebebiyet veren araca ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin tanzim tarihi 28/03/2014, kaza tarihi ise 21/06/2104 olup bu tarih 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarından öncedir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartların C.11 maddesinde, genel şartların, yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı açıklandığı gibi, 6102 sayılı TTK'nın 1425/3. maddesinde de genel şartlarda yapılan lehe değişikliklerin sigortalı bakımından derhal uygulanacağı, bir başka ifadeyle lehe olmayan düzenlemelerin yürürlük tarihinden önce imzalanmış poliçeler hakkında uygulanmayacağı öngörülmüştür. Bu durumda poliçe ve kaza tarihinden sonra yürürlüğe giren genel şartlar doğrultusunda değerlendirme yapılarak karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi mahkeme gerekçesinde atıf yapılan rücuya ilişkin düzenlemenin de somut olay ile bir ilgisi bulunmamaktadır. O halde, poliçe ve kaza tarihindeki Yargıtay içtihatları ile ortaya konulan ilke ve kurallar ile 2981 sayılı Yasa hükümleri ve yürürlükteki genel şartlar gereği davacıların sırf ölenin mirasçısı sıfatı ile değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla talepte bulundukları, destekten yoksun kalma tazminatının miras yoluyla geçen bir hak niteliğinde değil sigorta hukuku kapsamında talep edilen bir hak olduğu, bu durumda ölen kişinin sigortalı aracın işleteni veya sürücüsü olmasının bir öneminin bulunmadığı, ölenin kusurunun üçüncü kişi konumunda olan mirasçılara yansıtılamayacağı değerlendirilerek (Hukuk Genel Kurulunun 14/03/2019 gün ve 2017/17-1089 E, 2019/294 K sayılı ilamı aynı yöndedir), desteklik ilişkisinin varlığı halinde zararlarının hesaplattırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi amacıyla HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçe ile, 1-6100 sayılı HMK'nın 353/1-a/6. maddesi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın KARARI VEREN İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 4-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dair, 6100 sayılı HMK'nun 7251/39 md. ile değişik 362/1-g maddesi gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle karar verildi.15/10/2020