Özet:
- Somut olayda her ne kadar katılanın, sanığa suça konu motosikleti denemesi için motosikletin anahtarını başlangıçta özgür iradesiyle teslim etmiş ise de; bu iradenin motosikletle deneme yapıp getirmek ile sınırlı olacağı, bu bağlamda sanık ile müştekinin motosikletin teslimine ilişkin hukuksal anlamda bir zilyetliğin devrinden söz edilemeyeceği gözetildiğinde bu aşamadan itibaren motosikletin anahtarını sanığın haksız olarak elinde bulundurduğunun kabulü gerektiğinden, sanığın üzerine atılı suçun 5237 sayılı TCK’nın 142/2-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini bozmayı gerektirmiştir.
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamış,5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş,dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/13-194 E-2012/243 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, somut olayda her ne kadar katılanın, sanığa suça konu motosikleti denemesi için motosikletin anahtarını başlangıçta özgür iradesiyle teslim etmiş ise de; bu iradenin motosikletle deneme yapıp getirmek ile sınırlı olacağı, bu bağlamda sanık ile müştekinin motosikletin teslimine ilişkin hukuksal anlamda bir zilyetliğin devrinden söz edilemeyeceği gözetildiğinde bu aşamadan itibaren motosikletin anahtarını sanığın haksız olarak elinde bulundurduğunun kabulü gerektiğinden, sanığın üzerine atılı suçun 5237 sayılı TCK’nın 142/2-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
Kabule göre de,
İddianame içeriğine göre sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 141/1. maddesinin uygulanması talep edildiği halde ek savunma hakkı verilmeden aynı Kanun’un 142/1 maddesi ile uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi uyarınca yeni hüküm kurulurken bozma öncesi hükmolunan yaptırımın (cezanın) ve sonuçlarının ağırlaştırılamayacağı kuralının gözetilmesine, 21.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
kaynak:(www.corpus.com.tr)