Özet:
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Mağdurun soruşturma aşamasında; 22/07/2012 günü teravih namazına gitmek için evden çıktığı sırada park halinde durduğunu gördüğü aracının çalındığını namaz kılıp döndüğünde fark ettiğini beyan ettiği, olay günü akşam ve yatsı ezanı vakitlerinin 20:39 ile 22:21 arası, UYAP’tan alınan güneşin doğuş ve batış zamanlarını gösteren çizelgeye göre, yaz saati uygulaması da dikkate alındığında güneşin batış saatinin ise 20:35 olduğu, TCK’nın 6/1-e maddesine göre gece vakti sayılan zaman diliminin saat 21:35’te başladığının anlaşılması karşısında; şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği hırsızlık suçunun sanık lehine gündüz sayılan zaman dilimi içerisinde işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden ve suçun gece vakti işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan, sanık hakkında TCK’nın 143. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2- Sanığa atılı hırsızlık suçu ile ilgili olan teknik takip ve iletişimin tespiti kayıtlarının, suç tarihi olan 22/07/2012 tarihinde hırsızlık suçunun 5271 sayılı CMK’nın 135/8. maddesinde sayılan katalog suçlar kapsamında bulunmaması nedeniyle aynı Kanun’un 138/2. maddesi gereğince bu suçların delili olarak kullanılamayacağı gözetilmeden sanığın mahkumiyetine gerekçe gösterilmesi,
3- Müştekiye ait aracın düz kontak yapılmak suretiyle çalınması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın eyleminin oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b. maddesine uyduğu kabul edildiği halde; hüküm fıkrasında uygulama maddesinin TCK’nın 142/1-b yerine 142/2-b; gerekçeli karar başlığında suç adının da “kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık‟ yerine “taklit anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık” olarak hatalı yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 1 numaralı bozma kararının hakkındaki hükmü temyiz etmeyen diğer sanık Buğra Çikeç’e de SİRAYETİNE, 23/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.