Alacaklı tarafından borçlu hakkında aile mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ara kararı ile müşterek çocuk için hükmedilen tedbir nafakası alacağının tahsili amacıyla genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede takibe konu borcun tamamının alacaklıya ödendiğini ileri sürerek icra müdürlüğüne borca itirazda bulunduğu, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemenin itirazın kaldırılmasına dair kararının temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.11.2016 tarihli, 2016/5040-23162 sayılı ilamı ile, borçlunun ibraz ettiği ödeme belgelerinin incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu görülmüştür.
Somut olayda; borçlunun itfa itirazına dayanak olarak sunduğu belgelerden bir kısmının ve mahkemece nafaka alacağına mahsuben yapıldığı kabul edilen ödemelerin, takip dayanağı tedbir nafakasına dair 13.11.2014 tarihli ara kararından önce yapılan ödemeler olduğu anlaşılmaktadır. Nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan bu ödemeler nafaka borcundan mahsup edilemez.
O halde, mahkemece nafaka takdirine ilişkin 13.11.2014 tarihli ara kararından önce yapılan ödemelerin takibe konu alacaktan mahsup edilmeksizin hesaplanacak borç miktarı ile ilgili itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.