Müşterek Paydaşlıkta Kira Sözleşmesinin Geçerliliği ve İcra Takibi
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi
Esas No : 2014/4145
Karar No : 2014/14067
Karar Tarihi : 2014-12-17





Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacılar ve davalılar tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak, dosyada pullarının olmadığı görüldüğünden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, taşınmazın tahliyesi ve %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece ilk yapılan yargılama neticesinde, davacının davasının kabulü ile, itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve davacının tahliye istemine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce gerekçeli kararda tahliye isteminin reddine ilişkin bir gerekçeye yer verilmediğinden bahisle karar bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak; davaya dayanak yapılan 30.06.2005 tanzim (01.01.2005 başlangıç) tarihli kira sözleşmesini kiraya veren olarak imzalayan C. Ç.'nın kiralanan mülkte 3/6 pay sahibi olduğu, diğer hissedarların payının 93/96 olduğu halde dava konusu taşınmazı kiraya vermek üzere C. Ç.'ya verdikleri bir yetki ve vekaletname bulunmadığı davalı tarafın dayandığı, dava konusu taşınmazla ilgili 01.01.2009 başlangıç tarihli 10 yıl süreli kira sözleşmesinin kiraya veren olarak 3/96 pay sahibi M.Ç. tarafından akdedildiği, bu sözleşmenin de pay- paydaş çoğunluğu sağlanarak akdedildiğinin belli olmadığı, bu haliyle kiracının hangi sözleşmeye göre ve kime ödeme yapacağının belirsiz olduğu dolayısıyle temerrüt nedeniyle tahliye şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle tahliye isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere davalılardan M.. B..'ın kefil olmasına, davalılardan P. Restoran Tur İnşaat Nakliye Ticaret Ltd. Şti. nin dayanak sözleşmede kiracılık sıfatının bulunmamasına göre davacılar vekilinin bu davalılar hakkındaki tahliye isteğinin reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.

Davacılar vekilinin davalı İ.. A.. hakkındaki tahliye isteğinin reddine yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Davacılar vekili 30.06.2005 tanzim 01.01.2005 başlangıç tarihli ve 5+ 5 yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak davalılar hakkında 04.08.2011 tarihinde başlattığı haciz ve tahliye istekli icra takibinde ödenmeyen 2009- 2010- 2011 yılı kira bedelleri ile muacceliyet şartı gereğince muaccel olan 2012- 2013- 2014 yılları kira bedeli toplam 60.000 TL.nin tahsilini istemiştir.

Takibe ve davaya dayanak yapılan 01.01.2005 başlangıç tarihli 5+5 yıl süreli kira sözleşmesini kiraya veren olarak C. Ç., kiracı olarak da İ.. A.. imzalamışlardır. Kiraya veren C. Ç.dava konusu taşınmazda müşterek paydaş olup, kural olarak bu sözleşmenin pay ve paydaş çoğunluğu sağlanarak yapılması gerekmekte ise de, diğer paydaşların bu sözleşmeye açıkca karşı çıkmadıkları gibi iptali Konusunda da bir dava açmadıkları aksine birlikte takip yapmak suretiyle sözkonusu sözleşmeye onay verdikleri anlaşılmaktadır.

Dolayısıyle bu sözleşme tarafları yönünden bağlayıcı niteliktedir. Her ne kadar davalı tarafça bilahere aynı taşınmaz hakkında kiraya vereni paydaşlardan M.Ç.- kiracısı P. Restoran Tur. İnş. Nak. Tic. Ldt. Şti olan 01.01.2009 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği iddia edilmiş isede; daha önce kiraya vereni C. Ç.- kiracısı İ.. A.. olan 01.01.2005 başlangıç tarihli ve 5+5 yıl süreli kira sözleşmesi tarafların ortak iradesi ya da bir yargı kararı ile ortadan kaldırılmadıkça sonradan aynı yere ilişkin olarak düzenlenen kiraya vereni M. Ç. ve kiracısı P. Restoran Tur. İnş. Nak. Tic. Ltd. Şti olan sözleşmeye değer verilemez. 01.01.2005 başlangıç tarihli 5+5 yıl süreli sözleşme geçerli olup kiracı İ.. A..'ın bu sözleşme hükümlerine göre edimlerini yerine getirmesi gerekir. Davacılardan C.Ç.'nın söz konusu sözleşmenin kiraya vereni sıfatıyla davalı kiracısı İ.. A.. hakkında tek başına ya da diğer paydaşların da pay ve paydaş çoğunluğunu sağlayarak İİK.nun 269 ve devamı maddelerine dayanarak haciz ve tahliye istekli icra takibi yapmalarında ve vaki itiraz üzerine itirazın iptali ve temerrüt sebebi ile tahliye davası açmalarında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece itirazın iptaline karar verildiğine ve yasal ödeme süresi içinde borcun ödenmediği anlaşıldığına göre temerrüt olgusu gerçekleşmiştir. Mahkemece davalılardan kiracı İ.. A..'ın tahliyesine karar verilmesi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan yazılı gerekçelerle tahliye isteğinin reddine karar verilmesi hatalı olup hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ:

Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davalı kiracı İ.. A.. hakkındaki tahliye isteğinin reddine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.