Özeti: Müştekinin beyanlarında ameliyatından kısa süre önce Devlet Hastanesinde muayene olduğunu ve ilk teşhisinde orada konulduğunu belirtmesine ve Başsavcılığa hitaben verdiği dilekçesinde de bu belgelerin istenilmesinin talep edilmesine karşın savcılık tarafından dosyaya getirtilmediği anlaşılmakla, ilgili muayene evraklarının getirtilerek dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek kusur durumuna yönelik yeniden bir rapor aldırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla merciince itirazın kabul edilmesi gerekmektedir.
Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yürütülen soruşturma evresi sonucunda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/03/2016 tarihli ve 2015/2689 soruşturma, 2016/4108 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine dair mercii Denizli 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/05/2016 tarihli ve 2016/1214 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca, girişilen tahkikat sonucunda, müştekinin sağ testisinde fonksiyon kaybı oluşmasında, şüpheli cerrahi uzmanı hekim ...’nin kusurunun olmadığının belirlendiği, bu nedenle üzerine atılı taksirle yaralamaya neden olma suçunun unsuları itibariyle oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, tespite konu söz konusu Adli Tıp Kurumunun 02/12/2015 tarihli raporunda "dosyada fıtık ameliyatı öncesinde testislerinin durumunu belirten herhangi bir tıbbi belge bulunmadığı, dolayısıyla mevcut olduğu bildirilen testis atrofisi ile şikayet konusu fıtık ameliyatı arasında tıbben illiyet bağı kurulmasına yeter ölçüde tıbbi veri bulunmadığının" belirtildiği oysaki müştekinin beyanlarında ameliyatından kısa süre önce ... Devlet Hastanesinde muayene olduğunu ve ilk teşhisinde orada konulduğunu belirtmesine ve Acıpayam Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben verdiği 23/01/2015 tarihli dilekçesinde de bu belgelerin istenilmesinin talep edilmesine karşın savcılık tarafından dosyaya getirtilmediği anlaşılmakla, ilgili muayene evraklarının getirtilerek dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilerek kusur durumuna yönelik yeniden bir rapor aldırılarak sonucuna gore bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla merciince itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle CMK'nın 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 09/11/2017 gün ve 94660652-105-20-6379-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2017 gün ve 2017/63994 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden,Denizli 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/05/2016 tarihli ve 2016/1214 değişik iş sayılı kararının CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.