Alacaklı tarafından borçlular aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçluların sair itirazları ile birlikte icra mahkemesine yaptıkları başvuruda, ... İcra Dairesi'nin yetkili olduğunu ileri sürerek yetkiye itiraz ettikleri, mahkemece davanın 169/a maddesi gereği reddine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, yetkili yerin ... olarak belirlendiği gerekçesi ile borçluların istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların yetki itirazının ayrı ayrı kabulü ile, ... İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın ... İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, davacıların borca itirazları hakkında bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK'nun 50.maddesi göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri uyarınca; bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak 6102 sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde icra takibi yapılabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır" hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Madde metninde tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari ... olması, gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.
Aksi kararlaştırılmadıkça, dava yalnız yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemede açılır. Taraflar, yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini isterlerse, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesi gerekir.
Somut olayda; alacaklının bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonoda kanunen yetkili mahkeme ve icra daireleri yanında, ... Merkez (Çağlayan) Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. Bu durumda, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK'nun 17. maddesinin ikinci cümlesi kapsamında itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.
Takip dayanağı bonoda, kanunen yetkili mahkeme ve icra daireleri yanında ... Merkez (Çağlayan) Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması, münhasır olmayan yetki sözleşmesi niteliğinde olup, borçluların ikametgahı ve bononun düzenlenme yeri olan ... İcra Daireleri de yetkili olduğundan, ... İcra Dairelerinin münhasır yetkili olduğundan bahsedilemez. Şu halde alacaklının ... İcra Dairelerinde takip başlatmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, yetki itirazının reddi ile borçluların diğer itirazlarının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 15.01.2021 tarihli, 2020/707E.,2021/69 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30/06/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.