Özet:
- Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir.
- Mirasın gerçek reddinin tespitini isteyen davacının, murisinin ölümünü daha sonraki bir tarihte öğrendiğini savunduğundan, ona ilişkin taraf delillerinin değerlendirilerek ve özellikle talep edenin temyiz dilekçesindeki beyanında belirttiği icra dosyası getirtilerek ödeme emrinin mirasçı davacıya tebliğ edildiği tarih de tespit edilmek suretiyle davanın TMK'nın 606. maddesinde belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Davacı vekili tarafından, 10.04.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 14.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin miras bırakan ...'un kızı olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin yıllardır olmadığını, babasının öldüğünü 30.04.2015 günü tesadüfen öğrendiğini, müvekkilinin babası ...'un mirasının gerçek reddinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16.02.2016 tarihli beyan dilekçesi ile; dava dilekçesinin açıklama başlığının altındaki öğrenme tarihi konusunda yazım hatası yaptıklarını, müvekkilinin ...'un ölümünü 30.03.2015 tarihinde öğrendiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, miras bırakan ...'un 28.05.2014 tarihinde hayatını kaybettiği ve TMK'nın 606. maddesinde belirlenen 3 aylık süre içerisinde mirasın reddi isteminde bulunulmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
İstek; Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkindir. Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirascılar için, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (TMK m. 606).
Somut olaya gelince; davacı vekili, dava dilekçesinin talep konusu kısmında müvekkilinin babası ...'un mirasının gerçek reddinin tespiti isteminin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Miras bırakan Azmi'nin dosya içerisindeki nüfus kayıtlarından 28.05.2014 tarihinde öldüğü, davanın yasal mirasçı tarafından 10.04.2015 tarihinde açıldığı görülmüştür. Davacı tarafça ölümden itibaren üç ay içerisinde mirasın gerçek reddine ilişkin talepde bulunulmamış ise de, davacı vekili temyiz dilekçesinde, müvekkilinin babasının ölümünü ... 1. İcra Müdürlüğü 2015/2362 Esas sayılı dosyasından kendisine gönderilen ödeme emrinin 30.03.2015 tarihinde tebliği ile öğrendiğini beyan etmiştir. Yargılama esnasında dinlenilen tanıklardan davacının eşi ...'ın, eşi ile babasının uzun zamandır görüşmediklerini, öldüğünden de eşine icra müdürlüğünden gelen tebligatla haberdar olduklarını beyan ettiği görülmüştür.
Mirasın gerçek reddinin tespitini isteyen davacının, murisinin ölümünü daha sonraki bir tarihte öğrendiğini savunduğundan, ona ilişkin taraf delillerinin değerlendirilerek ve özellikle talep edenin temyiz dilekçesindeki beyanında belirttiği ... 1. İcra Müdürlüğü 2015/2362 Esas sayılı icra dosyası getirtilerek ödeme emrinin mirasçı davacıya tebliğ edildiği tarih de tespit edilmek suretiyle davanın TMK'nın 606. maddesinde belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 10.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
(www.corpus.com.tr)