Özet:
- Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır.
- Davalı tarafından tespit edilen %18,2 meslekte kazanma güç kayıp oranının tespitine karşı dava açıldığı, yargılama aşamasında alınan Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'nun 03/06/2016 tarihli raporunda, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesince düzenlenen 26/08/2014 tarihli rapora istinaden, davalı sigortalıdaki meslekte kazanma güç kayıp oranının %18,2 olarak tespit edildiği; sonrasında Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu'nun 24/07/2017 tarihli raporunda, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi'nin 29/11/2016 tarihli raporundan itibaren artma kaydıyla meslekte kazanma güç kayıp oranının %35,2 olarak belirlendiği, çelişki nedeniyle alınan Adli Tıp Kurumu ikinci üst kurulu raporunda ise meslek hastalığı başlangıç tarihinin 14/05/2014, Meslek Hastalıkları Hastane'sinin 29/11/2016 tarihli raporundan itibaren artma kaydıyla %35,2 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.
- Davanın, meslek hastalığın tespitine ve yine meslek hastalığının belirlendiği 14/05/2014 tarihi itibariyle %18,2 meslekte kazanma güç kayıp oranına karşı açıldığı anlaşılmakla, davanın konusu ile sınırlı şekilde, 14/05/2014 tarihi itibariyle meslek hastalığı bulunup bulunmadığının ve varsa yine 14/05/2016 tarihinde meslekte kazanma güç kayıp oranının belirlenmesi gerekirken, buna aykırı şekilde artma kaydıyla sonraki tarih itibariyle tespit yapılması ve hüküm tesisi hatalı olmuştur.
- Yapılacak iş; dava konusuyla sınırlı olarak 14/05/2014 tarihi itibariyle meslek hastalığı bulunup bulunmadığının ve varsa yine 14/05/2016 tarihinde meslekte kazanma güç kayıp oranının belirlenmesi amacıyla Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması, alınacak Adli Tıp 3. İhtisas Kurul raporu ile dosyadaki Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporları arasında çelişki bulunması halinde yine aynı tarih itibariyle tespitlerin yapılabilmesi amacıyla Adli Tıp İkinci Üst Kurulundan rapor alınarak sonucu gidilmesinden ibarettir.
KARAR
A) Davacı İstemi :
Davacı şirket vekili, müvekkili şirketin imalat ve ihracat işi yaptığını, bünyesinde çok sayıda işçi çalıştırdığını, tüm işçilerin yasal haklarının koruduğunu, işçilerin meslek hastalığına yakalanması sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna veya yargı yoluna başvurduğunu, meslek hastalığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, işçilerin meslek hastalığına yakalanmadığını, davalı işçide %18,2 maluliyet oranının tespit edildiğini, bu rapora itiraz ettiklerini, SGK müfettiş raporunda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini beyan ederek, davalı işçinin maluliyet oranının tespiti ile maluliyet oranına göre geçici iş göremezlik geliri ve sürekli iş göremezlik gelirinin belirlenmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalıların Cevapları :
Davalı işçinin vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacı işverenin kusursuz olduğu iddasını kabul etmediklerini, iş yerindeki işlerin tehlikeli ve zararlı işler kapsamında bulunduğunu, sağlıksız bir ortamın olduğunu, haksız ve yersiz açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı kurum vekili, davalı işçideki meslek hastalığının tespiti için sevk işlemi yapıldığını, mevcut raporlar ve belgeler neticesinde meslek hastalığının tespit edildiğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesince, 06/12/2018 tarihli kararda, davanın kabulüne, davalı işçideki hastalık başlangıcının 14/05/2014, meslekte kazanma güç kayıp oranının ise Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi'nin 29/11/2016 tarihli raporundan itibaren ve artma kaydıyla %35,2 olarak tespitine karar verilmiştir.
D) Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu raporu göz önünde bulundurularak, davacı tarafın iddiasının aksine davalı işçide meslek hastalığının bulunduğu, en az kurum tarafından tespit edilen sürekli iş göremezlik oranında meslekte kazanma gücünün kaybedildiği sübuta erdiği, davanın reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu, bu yönüyle davalı tarafın istinaf itirazının haklı olduğu; davanın kabulüne karar verildiği halde davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar verilmesinin hatalı olduğu, bu yönüyle de davacı istinafının haklı olduğu değerlendirilerek, davacının ve davalının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmiş ve davanın reddine hükmedilmiştir.
E) Temyiz Talebi :
Davacı vekili, Maluliyeti kabul etmediğini, davalı işçinin çalıştığı tüm iş yerinlerinin tespiti ile meslek hastalığının belirlenmesi gerektiğini, davacıdaki hastalığın pnömokonyoz olarak nitelendirilmemesi gerektiğini, bu hususta birçok bilimsel araştırma bulunduğunu, müvekkili aleyhine hiç vekalet ücreti verilmemesi gerektiğini, açıklanan ve re’sen tespit edilecek sebeplerle kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :Dava, davalı işçide, kurum tarafından belirlenen, meslek hastalığına bağlı %18,2 meslekte kazanma güç kayıp oranının haksız olduğu iddiasına dayalı tespit talebine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir."
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu' nun 58'inci ve 95’inci maddesinde malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır.Buna göre kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki bulunması halinde ise Adli Tıp Kanunu'nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurullarınca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, ilgili Adli Tıp Üst Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir.Sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11/10/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak; Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.Somut olayda, davalı ... tarafından tespit edilen %18,2 meslekte kazanma güç kayıp oranının tespitine karşı dava açıldığı, yargılama aşamasında alınan Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'nun 03/06/2016 tarihli raporunda, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesince düzenlenen 26/08/2014 tarihli rapora istinaden, davalı sigortalıdaki meslekte kazanma güç kayıp oranının %18,2 olarak tespit edildiği; sonrasında Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu'nun 24/07/2017 tarihli raporunda, Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi'nin 29/11/2016 tarihli raporundan itibaren artma kaydıyla meslekte kazanma güç kayıp oranının %35,2 olarak belirlendiği, çelişki nedeniyle alınan Adli Tıp Kurumu ikinci üst kurulu raporunda ise meslek hastalığı başlangıç tarihinin 14/05/2014, ... Meslek Hastalıkları Hastane'sinin 29/11/2016 tarihli raporundan itibaren artma kaydıyla %35,2 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.Davanın, meslek hastalığın tespitine ve yine meslek hastalığının belirlendiği 14/05/2014 tarihi itibariyle %18,2 meslekte kazanma güç kayıp oranına karşı açıldığı anlaşılmakla, davanın konusu ile sınırlı şekilde, 14/05/2014 tarihi itibariyle meslek hastalığı bulunup bulunmadığının ve varsa yine 14/05/2016 tarihinde meslekte kazanma güç kayıp oranının belirlenmesi gerekirken, buna aykırı şekilde artma kaydıyla sonraki tarih itibariyle tespit yapılması ve hüküm tesisi hatalı olmuştur.Yapılacak iş; dava konusuyla sınırlı olarak 14/05/2014 tarihi itibariyle meslek hastalığı bulunup bulunmadığının ve varsa yine 14/05/2016 tarihinde meslekte kazanma güç kayıp oranının belirlenmesi amacıyla Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması, alınacak Adli Tıp 3. İhtisas Kurul raporu ile dosyadaki Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu raporları arasında çelişki bulunması halinde yine aynı tarih itibariyle tespitlerin yapılabilmesi amacıyla Adli Tıp İkinci Üst Kurulundan rapor alınarak sonucu gidilmesinden ibarettir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmelidir ve Bölge Adliye Mahkemesinin hükmü bozulmalıdır.G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK'nun 373/2. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.