Özet:
- Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının davalı özel eğitim kurumunda belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışırken iş akdini memuriyete atanması nedeniyle sonlandırdığı, memuriyete atanmanın iş akdinin feshi bakımından davacı işçi için haklı neden oluşturmadığı sabittir.
- Taraflar arasında eğitim öğretim süresinin sonunda sözleşme yenilenmeyecek ise bunun 2 ay önceden karşı tarafa bildirilmesi için düzenleme yapıldığı gibi, sözleşme yenilendikten sonra süresinden önce haksız fesihte karşılıklı olarak cezai şarta bağlanmıştır.
- Öncelikle mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli olmadığı şeklindeki kabulü yerinde olmayıp, talep şartları gerçekleştiği anlaşılan cezai şart alacağının makul bir takdiri indirime tabi tutularak kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının müvekkili şirkete ait ... Kolejinde 01/09/2012 tarihinden 02/09/2013 tarihine kadar Almanca öğretmeni olarak görev yaptığını, taraflar arasında 01/08/2012 başlangıç 31/08/2013 bitim tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin (i) bendinde "işbu sözleşmenin bitim tarihinden itibaren en geç iki ay önce eğitim personeli tarafından, sözleşmenin yenilenmemesi yönünde yazılı bir bildirim yapılmaması ve işverenin sözleşmeyi yenilemek istemesi durumunda eğitim personeli yeni eğitim öğretim dönemi için sözleşme imzalamayı kabul etmiş sayılır. Görev alan eğitim personeli bu maddede belirtilen süre içinde bildirim yapmamış olmasına rağmen, yeni sözleşme döneminde ... Kolejinde görev yapmaması ve veya başka bir eğitim kurumunda görev alması durumunda ... Kolejine başka hiçbir koşul aranmaksızın, itirazsız 4 aylık net ücreti tutarında cezai tazminat ödemeyi kabul eder." hükmü yer aldığını, davalı söz konusu 2 aylık bildirim süresi içinde sözleşmenin yenilenmemesi yolunda iradesini açıklamadığı gibi aksine 2013-2014 eğitim-öğretim dönemi için 01/09/2013 başlangıç ve 31/08/2014 bitim tarihli iş sözleşmesini imzaladığını, ancak sözleşmenin imzalanmasından 1 gün sonra 02/03/2013 tarihinde davalı kuruma verdiği dilekçe ile başka bir kurumda çalışacağını, bu nedenle kurumdan ayrılacağını bildirdiğini, davalı bildirim süresine uymadığı gibi yeni dönemde görev alacağını bildirip eğitim öğretimin başlamasına 1 haftadan az süre kala kurumda çalışmayacağını bildirdiğini, kurumun davalının ayrılması nedeniyle zor durumda kaldığını, zira... kolejinin eğitim elemanlarının görevlendirilmesi açısından Türk Eğitim Derneği ile koordineli çalıştığını, her yıl şubat, mart aylarında öğretmen ihtiyacını Türk Eğitim Derneğine bildirdiğini ve genel merkezce 2 aşamalı olarak yapılan sınavla öğretmen alımı yapıldığını, eğitim öğretim yılının başında yeni öğretmen alımı yapılamadığından, müvekkili şirkete bağlı kurumun eğitim kalitesinden ödün vermeden davalının eksikliğini gidermede zorlandığını iddia ederek; cezai şartın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dayanak konusu yapılan ilk sözleşmenin uzadığı varsayılmasına rağmen neden yeni sözleşme yapıldığını, sona eren sözleşmeye atıf yapılarak yeni sözleşmeye dayanılması halinde sözleşmenin yorumunun yanlış yapıldığını, davacının dayandığı 12/08/2013 tarihli sözleşme hiç başlamayıp uygulanmadığını, 02/09/2013 günlü dilekçesi ile bu sözleşme başlamadan kamu personeli seçme sınavında yeterli puan aldığını muhtemelen atamasının yapılacağını, kendisine gerekli kolaylığın gösterilmesini istediğini, dilekçe tarihine göre eğitim öğretim yılı başlamadığını, Yargıtay 9.H.D. 26/09/2006 tarihli 2006/20061 Esas, 2006/24888 Karar sayılı kararında; iş sözleşmesinin varlığına rağmen çalışma olgusunun gerçekleşmeyip fiilen iş ilişkisi kurulmadığını, sözleşmede öngörülen cezai şart dönme cezası olmadığından iş sözleşmesi kurulmaması nedeniyle istenemeyeceğini, işverenin buna göre uğradığını iddia ettiği zararı ispatlaması gerektiğini, 12/08/2013 günlü sözleşmenin 6. Maddesinin (i) bendinde davacı için öngörülen cezai şartın koşullarında taraflar açısından tam ve adil bir denklik bulunmadığını, müvekkilinin kamudaki işinin kendisine güvence sağladığını, davacı ile yapılan sözleşmelerde herhangi bir güvence olmadığını, işverenin herhangi bir zararının olmadığını, müvekkilinin yönlendirmesi ile aynı özelliklere sahip bir öğretmenin davacı kuruma müracaatında elemana ihtiyaçları olmadığı belirtilerek işe alınmadığını, istenen cezai tazminatın fahiş olduğunu, işçi lehine yorum kuralı yanında işçinin korunması gibi ilkelerin gözönünde tutulması gerektiğini, kişinin çalışma hayatında güvence aramasının en doğal hakkı olduğunu, sözleşmeye başlamadan da iyi niyetle işverene başvurarak durumu bildirdiğini, sözleşmenin feshi konusunda bir talebi bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının davalı özel eğitim kurumunda belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışırken iş akdini memuriyete atanması nedeniyle sonlandırdığı, memuriyete atanmanın iş akdinin feshi bakımından davacı işçi için haklı neden oluşturmadığı sabittir. Taraflar arasında eğitim öğretim süresinin sonunda sözleşme yenilenmeyecek ise bunun 2 ay önceden karşı tarafa bildirilmesi için düzenleme yapıldığı gibi, sözleşme yenilendikten sonra süresinden önce haksız fesihte karşılıklı olarak cezai şarta bağlanmıştır.
Öncelikle mahkemenin taraflar arasındaki sözleşmenin belirli süreli olmadığı şeklindeki kabulü yerinde olmayıp, talep şartları gerçekleştiği anlaşılan cezai şart alacağının makul bir takdiri indirime tabi tutularak kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/12/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.