Özet:
- Sanığın eşi olan mağdura karşı, TCK’nin ilgili hükmü kapsamında silahtan sayılan kül tablası ile eylemini gerçekleştirmiş olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde, birden fazla nitelikli halin bulunması nedeniyle, TCK'nin ilgili maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, bozmayı gerektirmiştir.
Sanığın 22.12.2015 tarihli duruşmada "herhangi bir hapis cezası verildiği takdirde bu cezanın kamuya yararına çalışma şeklinde düzenlenmesine rıza gösteririm" şeklinde beyanda bulunduğu ve zapta geçirildiği anlaşılmakla, tebliğnamenin bu husustaki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
Sanığın eşi olan mağdura karşı, 5237 sayılı TCK’nin 6/1-f hükmü kapsamında silahtan sayılan kül tablası ile eylemini gerçekleştirmiş olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde, birden fazla nitelikli halin ( TCK'nin 86/3-a ve 86/3-e maddeleri) bulunması nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nin 86/2.maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11.09.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.