Konutta Arama Sırasında Sanıkla Beraber Aynı Evde Bulunan Kız Arkadaşı Hazirun Olarak Kabul Edilebilir Mi?
Yargıtay 10. Ceza Dairesi
Esas No : 2024/5895
Karar No : 2024/22814
Karar Tarihi : 2024-09-23





Özet:

5271 sayılı CMK'nın 119. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur." şeklindeki düzenlemenin aksine, arama tutanağı içeriğine göre arama sırasında hazirun olarak ihbarda bulunan ve polislere kapıyı açan sanığın kız arkadaşı Gülcan'ın bulundurulduğu, bu kişinin 5271 sayılı CMK'nın 119. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen kişilerden olmadığı görülerek yapılan incelemede; sanığa ait evde yapılan arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil niteliğinde olup, mahkûmiyet hükmüne esas alınamaz.

I.HUKUKİ SÜREÇ

A. Silivri 1. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Ceza Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ile sanık hakkında, İlk Derece Mahkemesince kurulan ve re'sen de istinafa tabi olan hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri özetle;

Eylemin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturacağına,

Arama kararının hukuka aykırı olduğuna,

Delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığına,İlişkindir.

III. GEREKÇE

İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin, 21.09.2021 tarihli suçun sübutu ile vasfına, delillerin hukuka uygun şekilde toplandığına ve delillerin değerlendirilmesine ilişkin takdirlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, sanık ve müdafiinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiş; hükümde açıklanan gerekçeler tüm dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunarak aşağıda belirtilenler dışında hükümde hukuka aykırılık tespit edilmemiştir.

Zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesiyle uygulama yapılabilmesi için cezalandırılabilir nitelikte birden fazla eylemin bulunması gerektiği, 26.07.2021 tarihinde sanığın ikametinde uyuşturucu madde sattığına dair ihbar üzerine Cumhuriyet savcısının yazılı arama emrine istinaden ikametinde yapılan aramada uyuşturucu maddenin ele geçirildiği, 5271 sayılı CMK'nın 119. maddesinin dördüncü fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişi bulundurulur." şeklindeki düzenlemenin aksine, arama tutanağı içeriğine göre arama sırasında hazirun olarak ihbarda bulunan ve polislere kapıyı açan sanığın kız arkadaşı Gülcan'ın bulundurulduğu, bu kişinin 5271 sayılı CMK'nın 119. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen kişilerden olmadığı görülerek yapılan incelemede; yukarıdaki açıklamalar ışığında sanığa ait evde yapılan arama sonucu ele geçirilen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil niteliğinde olduğu ve mahkûmiyet hükmüne esas alınamayacağından 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı,

(1) nolu bozma nedeni nazara alındığında 21.09.2021 tarihli sabit olan eylemde, sanığın üzerinde ele geçirilen uyuşturucu hapların MDMA içermesi karşısında da 5237 sayılı TCK'nın 188/4-a maddesinin tatbik edilemeyeceğinin gözetilmemesi,

Sanık hakkında tekerrür hükmünün uygulanmasına ilişkin kısmında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildikten sonra mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar verilmemesi,Hukuka aykırı görülmüştür.

IV. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, sanık ve müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Ceza Dairesi kararının 5271 sayılı CMK'nın 302/2. maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a. maddesi uyarınca Silivri 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.2024 tarihinde karar verildi.