Özet:
- Dosya kapsamından, davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olduğu, mahkemece tanık isim ve adreslerinin bildirilmesi için davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafça kesin sürenin sona ermesinden sonra tanık listesinin mahkemeye sunulduğu, karar duruşmasında davacı vekilinin tanıkların duruşma salonu dışında hazır olduklarını beyan ettiği, mahkemece tanık isim ve adreslerinin kesin süre içinde bildirilmediği gerekçesiyle davacı tarafın tanık dinletme talebinin reddi ile yargılamaya devam edilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
- Şu durumda mahkemece, duruşma sırasında davacı tanıkları hazır bulunduğuna göre emredici hüküm olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ilgili maddesi uyarınca davacı tanıklarının dinlenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, tarafların 9 adet taşınmazın müşterek maliki olduğunu, söz konusu taşınmazlarda ortaklığın giderilmesi için dava açıldığını, açılan davanın 03/12/2014 tarihli ara kararı gereğince taşınmaza yapılan imalatlar için dava açmak üzere 1 aylık kesin süre verildiğini, verilen kesin süre içinde işbu davayı açtığını taşınmazların tadilattan önce tamamen virane halde iken tarafından yapılan tadilat, tamirat ve imalatlar neticesinde kullanıma elverişli hale getirildiğini, taşınmazların değerini arttıran birçok imalat yapıldığını, tüm masrafların tarafından karşılandığını, ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazların satılması halinde davalıların sebepsiz zenginleşeceğini ve kendisinin de bu oranda zarara uğrayacağını belirterek yaptığı masrafların tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı tarafa dava konusu edilen imalat ve tadilatlara ilişkin tanıklarını bildirmesi için duruşmada kesin süre verildiği, kesin sürede tanık bildiriminde bulunulmaması durumunda tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı şeklinde kesin sürenin sonuçlarının ihtar edildiği davacı tarafın ise kesin sürede ihtarata rağmen tanık isim ve adreslerini bildirmemiş olduğu, kesin süreden sonra tanık bildiriminde bulunduğu, davacı tarafın kesin sürede ihtarata rağmen tanık isim ve adreslerini bildirmemesi nedeniyle davacı tarafın tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, davacının taşınmazlardaki iyileştirmelere ilişkin herhangi bir delil sunmadığı ve tadilat ve imalatların davacı tarafça yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243/1. maddesinde "Tanık davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Şu kadar ki tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hallerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir" hükmü yer almaktadır.
Dosya kapsamından, davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış olduğu, mahkemece tanık isim ve adreslerinin bildirilmesi için davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafça kesin sürenin sona ermesinden sonra tanık listesinin mahkemeye sunulduğu, karar duruşmasında davacı vekilinin tanıkların duruşma salonu dışında hazır olduklarını beyan ettiği, mahkemece tanık isim ve adreslerinin kesin süre içinde bildirilmediği gerekçesiyle davacı tarafın tanık dinletme talebinin reddi ile yargılamaya devam edilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, duruşma sırasında davacı tanıkları hazır bulunduğuna göre emredici hüküm olan HMK 243/1. maddesi uyarınca davacı tanıklarının dinlenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ:
Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.