Kesin Süre Sonrası Islah: Geçerli mi?
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2023/9686
Karar No : 2023/15843
Karar Tarihi : 2023-10-25





Özet:

Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Ancak taraf ıslah yapmak için süre istemişse henüz ıslah yapılmadığından kesin süre verilemez. Zira ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.11.2014-08.....2018 tarihleri arasında davalı işyerinde endüstriyel satın alma sorumlusu olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca Şirket yönetimince ağır mobbinge (psikolojik taciz) uğradığını ve fazla çalışma ücretlerini alamadığını, bu nedenlerle ... sözleşmesini 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi gereği haklı nedenlerle feshettiğini, 11.....2018 tarihinde davalı Şirkete ihtarname göndererek hak edişlerini talep ettiğini ancak bir sonuç alamadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ... bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 08.....2018 tarihinde hiçbir gerekçe göstermeksizin istifa ettiğini, işyerinde bu durumun tutanak altına alındığını ve işçiye aynı tarihte bir ihtarname gönderilerek istifası ile ilgili yazılı bildirimde bulunması gerektiği aksi takdirde ... sözleşmesinin devamsızlığa bağlı olarak işverence fesih edileceğinin bildirildiğini; ancak işçinin cevabi ihtarname ile çalıştığı süre boyunca Şirket yönetimince ağır mobbinge uğradığını ve fazla çalışma ücretlerini alamadığını ve bu nedenlerle ... sözleşmesini haklı nedenlerle feshettiğini bildirdiğini, bahsedilen iddiaların asılsız olduğunu, davacının mobbinge uğradığını ispat etmesi gerektiğini, ancak böyle bir ispat olmadığını, davacının konuyla ilgili Şirketin Etik Kuruluna dahi başvurmadığını, davacının haftanın 5 günü çalıştığını ve hafta tatili çalışması olmadığını, davacının ... bayram ve genel tatil günlerinde de çalışması olmadığını, bu durumun puantaj kayıtlarından anlaşılacağını, kaldı ki davacı ile aralarında imzalanan ... sözleşmesine göre davacının aylık ücretine hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil ücretinin dâhil olduğunu, davacının çalışma süresi boyunca fazla çalışması olmadığını, işyerinde ... yakalı çalışanların workflow sistemi üzerinden fazla çalışma bildiriminde bulunduklarını, davacının çalıştığı süre boyunca böyle bir bildirimi bulunmadığını, davacının bordroları ihtirazı kayıt ileri sürmeden imzaladığını, fazla çalışması var ise ancak yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, davacının ....03.2018-14.04.2018 tarihleri arasında farklı tarihlerde olmak üzere toplam 27 gün istirahat raporu kullandığını ancak ücretinin davacıya eksiksiz yatırıldığını, davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan almış olduğu ... göremezlik ödeneğinin davacıdan alınarak davalı Şirkete ödenmesi gerektiğini ve var ise alacaklardan mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının çalışma süresi ve ücreti konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, yargılama aşamasında dinlenen davalı ve davacı tanıklarınca işyerine giriş çıkışların kart okutma sistemi ile olduğu, bunun dışınında işe giriş çıkış yapılamayacağını beyan ettiklerinden celp edilen giriş çıkış kayıtlarına ait kart okuma dökümleri incelendiğinde davacının haftanın 5 günü çalıştığı ve haftada 45 saati aşan çalışması olmadığı, davacının fazla çalışma iddiasını doğrular başkaca bir delil bulunmadığından, tanık beyanlarında belirtilen kart okuma sistemindeki kayıtlara itibarla davacının fazla çalışması olmadığı, ... bayram ve genel tatil çalışmaları yönünden davalı tanıklarının işyerinde resmî bayramlarda çalışma olmadığına ancak gerekli durumlarda resmî bayramlarda çalışıldığına, ancak satın alma bölümünde resmî tatillerde bu zamana kadar çalışma olmadığına, dinî bayramlarda çalışma olmadığına dair beyanının davacı tanığınca doğrulandığı, tanık beyanlarına itibarla davalı işyerinde hafta tatillerinde de çalışma olmadığı, davacının çalıştığı süre boyunca Şirket yönetimince ağır mobbinge uğradığını bu nedenlerle ... sözleşmesini 4857 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi gereği haklı nedenlerle feshettiğini beyan ettiğinden dinlenen davalı tanıkları işyerinde mobbing uygulandığına şahit olmadıklarını, yapılan toplantılarda mobbing uygulandığına dair herhangi bir geri bildirim almadıklarını beyan ettiklerinden davacının mobbing nedeni ile fesih iddiasını doğrular nitelikte ispata yarar delili bulunmamakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının mobinge maruz kaldığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi gerekçesiyle ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, tanıkların fazla çalışma iddialarını doğruladığını, bilirkişi tarafından imzasız puantaj kayıtlarına göre hesaplama yapıldığını, kök raporda bilirkişi tarafından imzasız puantaj kayıtlarına itibar edilemeyeceğinin belirtildiğini, davalı tanıklarının dahi işyerinde fazla çalışma yapıldığını belirttiğini, ıslah taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından sunulan ücret bordroları, dinlenen taraf tanıklarının beyanları ve davacı tanığı tarafından da doğrulanan işyerine giriş çıkış kayıtlarına ait kart okuma sistemi dikkate alındığında, davacının haftalık 45 saati aşan çalışması, hafta tatili ve ... bayram genel tatil günlerinde çalışması olmadığından anılan talebin reddinin dosya kapsamına uygun olduğu, dosya kapsamına, mevcut delil durumuna ve yukarıda belirtilen ölçütlere göre yapılan inceleme sonucunda, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf başvuru sebeplerini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ... sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığına, talep edilen alacaklara hak kazanılıp kazanılamadığına, kart okutma şeklindeki elektronik kayıtlara itibar edilip edilemeyeceği ve davacının ıslah dilekçesinin süresinde olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesine göre, taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Yine aynı Kanun' un 177nci maddesine göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.

3. 6100 sayılı Kanun'un "Kısmen ıslah" kenar başlıklı 181 inci maddesi şöyledir:
" Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir."

4. 4857 sayılı Kanun'un 24, 41, 44, 46 ve 47 nci maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

4. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ... bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.

5. Somut uyuşmazlıkta hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kart okuma sistemine dair giriş çıkış kayıtları hafta hafta incelenmeksizin bir bütün olarak incelenip davacının haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığına ilişkin değerlendirme nedeniyle Mahkemece taleplerin reddi yönünde hüküm verilmiştir. Temyiz incelemesi sırasında, son altı aya ilişkin kayıtlar incelendiğinde örnek niteliğinde olmak üzere davacının ... bayram ve genel tatil günleri olan 23.04.2018 günü 09.34-16.31 saatleri arasında çalıştığı, 01.05.2018 günü 07.26-13.29 saatleri arasında çalıştığı, 30.04.2018-07.05.2018 tarihleri arasında hafta tatilinde çalıştığı; 14.05.2018-17.05.2018 tarihleri arasında, 14.05.2018'de 07.15-20.04 saatleri, 15.05.2018'de 07.08-20.42 saatleri arasında, 16.05.2018'de 07.57-20.23 saatleri arasında çalışması bulunduğu görülmektedir. Bilirkişi kök raporunda kayıtlarda davacı imzası olmadığından itibar edilemeyeceği gerekçesiyle kayıtların dikkate alınmadığı belirtilmiş sonraki ek raporda ise yüzeysel inceleme yapılmıştır. Davacının bordrolarında belirtilen çalışma günü ile kayıtların karşılaştırılması ve çalıştığı hâlde kayıtlarda görülmeyen çalışma günlerinde tanık beyanları esas alınarak ve kayıtların düzenli olduğu haftalarda kayıtlara itibar edilerek hafta hafta olmak üzere haftalık 45 saati aşan fazla çalışma veya haftalık 45 saati aşmasa da günlük 11 saati aşan çalışmaların fazla çalışma olduğu dikkate alınarak davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ... bayram genel tatili çalışmalarının hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile taleplerin reddi isabetsiz olmuştur.

6. Diğer yandan, davacı fesih bildiriminde hem kendisine mobbing uygulandığı, hem de fazla çalışmalarının ödenmediği ve yıllık izin hakkından mahrum bırakıldığı sebeplerine dayandığından bu sebeplerden birinin varlığının dahi ispat edildiği durumda kıdem tazminatına hak kazanacağından mobbing uygulandığı ispat edilemese de fazla çalışma alacağının bulunması hâlinde kıdem tazminatına hak kazanacağından bu hususun gözetilmesi gerekmektedir.

7. Ayrıca 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesine göre taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Yine aynı Kanun'un 177 nci maddesine göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. 6100 sayılı Kanun'un 181 inci maddesi uyarınca kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Ancak taraf ıslah yapmak için süre istemişse henüz ıslah yapılmadığından kesin süre verilemez. Zira ıslah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir. Mahkemece davacı vekiline 02.12.2020 tarihli duruşmada taleplerini ıslah etmesi için 1 haftalık kesin süre verildiği, ıslah etmediği takdirde ıslahı hiç yapılmamış sayılacağının ihtar edildiği; davacı vekilinin taleplerini 10.12.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah ettiği; ancak ıslahın Mahkemece verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle ıslahın yapılmamış sayılmasına karar verilmesi de hatalı olup bozma nedenidir.

8. Davacının tahkikat sona ermeden verdiği ıslah dilekçesi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken Mahkemece hatalı değerlendirme ile ıslah dilekçesinin geçersiz kabul edilmesi de isabetsiz olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.