Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından adi kiraya ve hasılat kiralarına ilişkin örnek 13 takip başlatıldığı, borçluların takibe itirazı üzerine alacaklının icra mahkemesine başvururarak itirazın kaldırılması ile birlikte tahliye talep ettiği, mahkemece, ilk olarak davanın reddine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 12.6.2017 tarih ve 2017/3367 E. - 2017/8744 K. sayılı ilamı ile kısmen bozulduğu, mahkemece, 28.11.2017 tarihli celsede bozma ilamına uyulduğu, son olarak; davanın kabulü ile borçluların takibe itirazlarının kaldırılmasına, 4.802,50 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, 11.6.2014’e kadar 189,47 TL faiz alacağı olduğuna ve takip tarihinden dosyanın infazına kadar yasal faiz işletilmesine, borçluların taşınmazdan tahliyesine hükmedildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi hükmü gereğince uygulanması gerekli 1086 sayılı HUMK'nin 429 vd. maddeleri kapsamında; hükmün temyizi üzerine Yargıtay'ca kısmen onanıp kısmen bozulması ve mahkemece bozmaya uyulması halinde, sadece hükmün bozulan kısımları ile ilgili yargılama yapılarak yeniden karar verilebilir, onanan kısmı ile ilgili yargılama yapılarak yeni hüküm kurulamaz, önceki ilam onanan kısımlar yönünden ayaktadır, taraflar yönünden usuli kazanılmış hak oluşturur ve bu kısımlar yönünden icra kabiliyetini taşır. Bu nedenle hükmün bozulan kısmı yönünden icra işlemleri olduğu yerde durur ise de onanan kısmı yönünden icra işlemlerine devam edilir (HGK'nun 23.10.2002 tarih ve 2002/11-663 E, 2002/847 K.).
Somut olayda, Yargıtay bozma ilamı ile; mahkeme kararının, tahliye davasının reddine ilişkin kısmı yönünden sonucu itibariyle doğru olduğuna değinilerek davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı belirtildikten sonra, itirazın kaldırılması talebinin reddine ilişkin kısım yönünden kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu görülmekle, uyma kararı ile artık mahkeme kararının tahliye talebinin reddi yönünden kesinleşmiş olmasına rağmen, mahkemece bu kez uyulan bozma ilamına aykırı olacak şekilde tahliyeye karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.