Özet:
- Mahkemece elde ki dosyada üç ayrı davalı bulunmasına rağmen hükmün (1) nolu bendinde "... davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmiştir. Kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir.
- Gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin giderildiği, hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların ayrı ayrı gösterildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
-K A R A R-
Davacı vekili, sürücü .... idaresinde olan .... plakalı minibüsü ile seyir halinde iken ıslak zeminde direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışına çıkıp takla atması sonucunda araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, bu nedenle 10.000,00 TL iş göremezlik tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 2.655,00 TL iş görememezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile mahdut tutulmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu cismani zarar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece elde ki dosyada üç ayrı davalı bulunmasına rağmen hükmün (1) nolu bendinde "... davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmiştir.
Gerekçeli kararın dosya ile uyum içinde olması ve kararın çelişkili ve tereddüt uyandırıcı olmaması gerektiği ilkesi, gerek 10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda; gerekse 1086 sayılı HUMK'nun 381-389. (6100 sayılı HMK'nun 294-297.) maddelerindeki kararın tesisi ve yazımına ilişkin kurallarda açıkça tespit edilmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK'nun 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Somut olayda; kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin giderildiği, hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların ayrı ayrı gösterildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Tic.Ltd.Şti.'ye geri verilmesine 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.