Özet:
- Yargıtay tarafından bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir.
- Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz.
- Bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
- Mahkemece HMK.nun 297. maddesine uygun ve tüm talepleri karşılayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A)Davacı İsteminin Özeti
Davacı, davalıya ait tuğla fabrikasında sekreter olarak çalışırken emekli olduğunu ancak çalışmaya devam edip bir süre sonra ayrıldığını, bir kısım haklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının tahsilini, istemiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti
Davalı, zamanaşımı def'ini öne sürüp, davacının emekli olması üzerine haklarının ödendiğini, alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin davacının tarafça ücretlerin gerektiği gibi ödenmemesi üzerine haklı olarak feshedildiği buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazandığı ayrıca fazla çalışma, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacakları da olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizin 20.02.2017 tarihli kararı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının hafta tatili ücreti alacağına yönelik davasının kısmen kabulüne, bozma kararı yalnızca hafta tatili ücreti istemi ile ilgili olduğundan diğer alacak kalemleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmuştur.
D)Temyiz
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi gereğince mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E., 2007/611 K.).
Somut uyuşmazlıkta, bozma sonrası Mahkemece “Hüküm” kısmının 2 numaralı bendinde “ Bozma kararı yalnızca hafta tatili kararına münhasır olduğundan diğer alacak kalemleri yönünden ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 tarihli ve 2012/13-747 Esas, 2012/84 Karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay tarafından bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olmalıdır.
Mahkemece HMK.nun 297. maddesine uygun ve tüm talepleri karşılayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yukarıdaki kanuni düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozma sebebi yapılmayan alacak kalemleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.