Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 1196 parsel sayılı 592 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle davalı adına tesbit edilmiş ve tesbit kesinleşmiştir. Davacı Hazine tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli parselin davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak tapu kayıtlarının çatışması halinde doğru temele dayanan önceki tarihli tapuya değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. Ancak, dava konusu olayda davalı tescil ilamı ile oluşan tapu kaydına dayanmıştır. Hazine tescil ilamında taraftır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 237. maddesi gereğince kesin hüküm taraflar yönünden bağlayıcıdır. Bu durumda genel kuralın bu olayda uygulanması da mümkün değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğundan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 27.3.1998 günüde oybirliğiyle karar verildi.