Davacı vekili, davacının K. markalı suyun üretim ve pazarlamasını yaptığını, davalının ise davacı şirketin bayiliğini yaptığını, taraflar arasında 31.05.2010 tarihinde 5 yıllık bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davalıya teslim edilen sular nedeniyle, 2012 yılı sonu itibariyle davacının bakiye 10.272,57-TL alacağı kaldığını, bu alacağın tahsili amacıyla Denizli 3. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1519 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının borcun 5.625.-TL’lık kısmına % 5'lik iskonto tutarının cari hesaba yansıtılmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, davalının 87.718 adet satış yaptığını, 90.000 adetlik satış kotasını tutturmadığı için bu iskontonun yapılmadığını ileri sürerek, itirazın iptali, takibin devamı ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının, davacı ile davacı şirketin üretimini yaptığı K. M. marka damacana suyunun, davacının kendi bölgesinde satışı için anlaştığını, davacının bayiliğini yaptığı su markasında sorun çıkması ve bunun basına yansıması nedeniyle suları satamadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davalının belli bir kotayı tutturması halinde verilmesi gereken primleri, davacının cari hesabına işlemediğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalı arasında 31.05.2010 tarihli 5 yıllık su satış sözleşmesi imzalandığı, davalının, davacı şirketten bayi usulü ile aldığı damacana suları sattığı, bu ilişkinin 2012 yılı Ağustos ayına kadar cari hesap düzeninde devam ettiği, sözleşmedeki 90.000 adetlik satış kotasına ulaşılmadığı halde, davacı şirket tarafından, yine de ciro priminin hesaplanarak alacaklarından düşüldüğü, davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile 8.030,07 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesi'nin (Kapatılan) 2016/14921 esas, 2018/94 karar sayılı ve 17.01.2018 tarihli ilamı ile “Davaya dayanak teşkil eden takip 10.272,57-TL üzerinden başlatılmış olup davalı borçlu kısmi itirazda bulunmuş nitekim davacı da itirazın iptali davasını açarken harca esas değer olarak kısmi itiraza konu olan 5.625,00-TL miktarı dava konusu yapmıştır. Mahkemece buna rağmen talep aşılarak 8.030,07- TL üzerinden hüküm tesis edilmesi HMK'nın 26. maddesine aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davacı ile davalı arasında 31.05.2010 tarihli 5 yıllık su satış sözleşmesi imzalandığı, davalının, davacı şirketten bayi usulü ile aldığı damacana suları sattığı, bu ilişkinin 2012 yılı Ağustos ayına kadar cari hesap düzeninde devam ettiği, sözleşmedeki 90.000 adetlik satış kotasına ulaşılmadığı halde davacı şirket tarafından ciro priminin yine de hesaplanarak alacaklarından düşüldüğü, davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile 8.030,07 TL alacağının bulunduğu, davanın dayanağı icra takibinin 10.272,57.-TL üzerinden başlatıldığı, davalı borçlunun kısmi itirazda bulunduğu, davayı da itiraza konu 5.625.-TL üzerinden açtığı gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin aynen devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı aleyhine toplam 10.272,57.-TL üzerinden takip başlatmış, davalı süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, takibe yalnız 5.625.-TL yönünden itirazda bulunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, taraf defterleri, dayanak belgeler ve mutabakat metni incelenmiş, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 8.030,07.-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, davacının kabulünde olan 4.647,57.-TL tutar düşülmek suretiyle, bilirkişi incelemesi ile tespit edilen bakiye alacak tutarı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,10.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi