MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava dilekçesinde, davacı şirket sigortalısı ...’nin işyeri olarak kullandığı işyerini P-0051044817-0 nolu poliçe ile sigorta ettiğini, bu sigorta sözleşmesinin su basması nedeni ile uğranılacak zararı da kapsadığını, adresi beyan edilen işyerini 03/02/2012 tarihinde üst kattaki dairenin tuvalet gider borusunun patlaması nedeni ile su bastığı ve maddi zarara uğranıldığı gerekçesi ile davacı şirkete 06/02/2012 tarihinde ihbar edildiğini, bu ihbar neticesinde sigorta eksperi tarafından yapılan incelemede üst kat malikinin kusurlu ve sorumlu olduğunun belirtildiğini, işyerinde su basması nedeniyle oluşan zararın toplam hasar tutarının 14.001,00TL olup, hasar tutarı özerinden 1.800,00TL stopaj ve 2,393,40TL eksik sigorta tenzilatının uygulanarak 9.807,60TL tutar hesap edildiğini,sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya 9.454,00-TL tutarında ödeme yapıldığını, bu sebeple sigortalının hukuki haklarına yasal halefiyet kazandıklarını, sigortasının işyerine zarar veren ve tazminat ödemelerine neden olan davalıdan ,davacı tarafça sigortalısına ödenen 9.454,00-TL tazminatın ödeme tarihi olan 29.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istenilmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesin de; mahkemece her ne kadar davalıya atfedilecek kusurun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de olay sonrası alınan ekspertiz raporu ve davacının olayın oluşumuna ilişkin beyanları esas alındığında su sızıntısı olayının davalının bağımsız bölümünden kaynaklandığı hususunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı , yine dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda davacı ... şirketinin sigortalısının zarar gören ürünleri muhafaza altına almayışı nedeniyle kusurunun bulunduğu belirtilmekle; Mahkemece gerçek zararın tespiti ile tazminat hükümleri çerçevesinde tahsiline karar verilmelidir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19/son maddesine göre her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur. Aynı Yasanın 18. maddesinin 2. fıkrasına göre de bu kanunla kat maliklerinin borçlarına dair olan hükümler bağımsız bölümlerdeki kiracılara ve oturma (sükna) hakkı sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir sebeple devamlı olarak faydalananlara da uygulanır.Davalının bağımsız bölüm su tesisatının genel bakım ve onarım yaptırmamasından kaynaklı su sızıntısı oluşması ve bu nedenle diğer bağımsız bölümlere zarar vermesi durumunda sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir. Tüm bu hususlar değerlendirilereck oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.