Islah Dilekçesinde Faiz Talebinde Bulunulmasa Dahi Dava Dilekçesinde Talep Edilen Faize Hükmedilmesi Gerekir
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2017/27803
Karar No : 2020/2944
Karar Tarihi : 2020-02-25





Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesince, davacı vekilinin gerekçeli istinaf dilekçesi sunmaması nedeni ile HMK 355 uyarınca kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında yaptığı incelemede, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemesine karşın faize hükmedildiği gerekçesi ile kamu düzenine aykırı davranıldığı belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmış ve ıslah ile artırılan kısımlara faiz yürütülmeden yeniden hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü.

Taraflar arasındaki, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/02/2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Ömer Demir geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre davacının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Davacı vekili, davalı aleyhine işçilik alacaklarının tahsili talebi ile kısmi dava açmış, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile taleplerini artırmış, ancak arttırılan miktarlar için faiz talep etmemiştir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda ıslah ile arttırılan miktarlara da faiz yürütülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.

... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi, davacının istinaf başvurusunu reddetmiş, ancak ıslahta faiz talep edilmediği halde ıslah ile artırılan miktarlara faiz yürütülmesini kamu düzeni kapsamında değerlendirerek ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak, ıslah ile artırılan miktarlara faiz yürütmeden davanın kabulüne ilişkin olarak yeniden hüküm kurmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, istinaf incelemesi yapan Hukuk Dairesi talep ile bağlı olup, istinaf edenin aleyhine hüküm oluşturması mümkün değildir.

İstinaf yada temyiz kanun yolunda “...kamu düzenine aykırılık...” müsessesi, istinaf yada temyiz sebebi yapılmayan hallerde kanun yoluna başvuranın lehine olan hallerde kullanılabilecek bir müessese olup, kanun yoluna başvuranın aleyhine kullanılamaz.

Talep aşımına ilişkin HMK. nın 26. maddesi, ilk derece mahkemesinin karar verirken re’ sen uygulanması gereken bir maddedir. Hüküm kurulurken davalının itirazı olmasa dahi Mahkeme talep aşımına izin vermemelidir.

Ancak bu madde kanun yolu denetiminde davalının kanun yolu başvurusu yok ise re’ sen dikkate alınamaz.

... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’ nin ilk derece mahkemesinin kararını kaldırma gerekçe yaptığı talep aşımına ilişkin HMK. nın 26. maddesi davalının istinafı halinde değerlendirilebilecek bir husustur.

Aleyhine hüküm kurulan tarafın hüküm aleyhine kanun yoluna başvurmaması halinde diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşur.

Somut uyuşmazlıkta istinaf incelemesi yapan Dairesinin salt davacının başvurusu üzerine talep aşımına ilişkin HMK. nın 26. maddesini re’ sen uygulaması istinafa başvuranın aleyhine hüküm oluşturma yasağına aykırıdır.

... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’ nin kararı bu yönden hatalıdır.

Kabule göre de;

Davacı vekili açtığı kısmi davada, taleplerini ıslah dilekçesi ile faiz talep etmeden artırdığı için ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’ nin kararı Dairemizin " ıslah edilen miktarlar açısından faiz talep edilmemesi halinde ıslah ile artırılan miktarlara faiz yürütülemeyeceği " şeklindeki kökleşmiş içtihadına uygun ise de, karardan sonra bu konu ile ilgili olarak yapılan içtihadı birleştirme talebi üzerine Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunca 24.05.2019 günü yapılan toplantıda:

“Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması halinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedileceği" yönünde karar verilmiştir.

Yargıtay Kanunu' nun 45/5. maddesi “ İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerine ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.

Yargıtay Kanunu' nun 45/5. maddesi karşısında, "...ıslahta faiz istenilmese dahi dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedilmesi..." zorunlu hale geldiğinden, YİBK. doğrultusunda ıslah edilen miktarlara da faiz yürütülmesi gerekmektedir.

Yukarıda açıklanan sebeplerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’ nce davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldırır şekilde aleyhe hüküm oluşturma yasağına aykırı karar vermesi hatalı olup, bozma sebebi ise de ( yukarıda belirtilen YİBK. da dikkate alınarak) bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK. nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Sonuç:

Bölge Adliye Mahkemesi’ nin temyiz olunan 20.09.2017 tarihli kararının hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına,

Hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinin a, b, c, d ve e numaralı alt bentleri de dahil hükümden çıkartılarak, yerlerine 2/ a, b, c, d ve e numaralı bentler olarak;

“ 2- Davanın KISMEN KABULÜ ile;

a- Net 44.991,00 TL. kıdem tazminatının dava tarihi olan 21.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte,

b- Net 4.455,00 TL. ücret alacağından, 2.000,00 TL. sinin dava tarihi olan 21.04.2014 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 21.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte,

c- Fazla mesai ücretinin net 33.998,24 TL. olduğunun tespiti ile, taleple bağlı kalınarak net 25.230,00 TL. fazla çalışma ücreti alacağından, 4.500,00 TL. sinin dava tarihi olan 21.04.2014 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 21.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte,

d- Net 19.404,00 TL. yıllık ücretli izin alacağından, 1.000,00 TL. sinin dava tarihi olan 21.04.2014 tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihi olan 21.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte,

e- Net 554,00 TL. ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının dava tarihi olan 21.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

Davacının fazla çalışma ücretine alacağına ilişkin fazlaya dair dava ve talep haklarının saklı tutulmasına, “ bentlerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28/09/2018 tarih ve 2018/2 E. 2018/8 K. Sayılı İBK. uyarınca onama harcı alınmasına yer olmadığına, davacı yararına takdir edilen 2.540,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 25.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.