Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının idaresindeki araca tam kusurlu olarak çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, el, kol ve ayaklarını tam olarak kullanamayan, nefes almada güçlük çeken davacının maluliyetinin alınan raporla % 72 olarak saptandığını, kaza nedeniyle yatalak hale gelen davacının bakıma muhtaç olduğunu belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 60.000,00 TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 14.12.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, maluliyet tazminatı taleplerini 268.000,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 89.839,07 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 03.04.2015 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, bakiye işgücü kaybı tazminatı ile bakıcı gideri talebinin reddine karar verilmiş; bu karara, davacı vekili İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir. Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce benimsenen maluliyet raporunun tüm tedavi belgeleri incelenerek ve yürürlükteki
SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne uygun olarak hazırlandığı, Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı itirazın reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak, davadan önce davacının şahsi başvurusu ile aldığı, Bitlis Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen Engelli Sağlık Kurulu Raporu ile % 72 oranında sürekli engelli olduğu tespitinin yapıldığı; davalı ... tarafından alınan medeksper raporunda maluliyet oranının %58 olarak saptandığı; Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından alınan ve benimsenen Van 100. Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 02.11.2015 tarihli heyet raporunda ise, davacı için %20,2 oranında maluliyet belirlendiği görülmektedir. Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, esas alınan raporun, uygulanması gereken Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne uygun olduğu gerekçesiyle rapor benimsenmiş ise de; davacının yaralandığı kazanın meydana geldiği tarih itibariyle maluliyet tespitinin, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü'ne göre değil, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre yapılması gerektiği dikkate alınmamış olup benimsenen rapor bu yönüyle hatalı tespitleri içermektedir.
Diğer yandan; Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından hükme esas alınan 02.11.205 tarihli heyet raporunda, davacıda T12-L1 operasyon izleri ile nörolojik arızaların muayenede saptandığı; ancak, dosyada mevcut belgelere göre kaza ile bu hasarlar arasında illiyet bağının kurulamadığı; yine, sağ ayak ve bacakta oluşan kısıtlılık ile görme ve işitmedeki azalma yönünden de mevcut tıbbi belgelere göre illiyetin saptanamadığı; eksik tıbbi belgelerin sunulması halinde yeniden değerlendirme yapılabileceği belirtilerek maluliyet oranı saptanmıştır. Raporda yapılan bu tespitlerden sonra, davacı tarafça eksik kalan tedavi belgeleri dosyaya sunulduğu ve esas alınan raporda eksik belgeler nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, yeniden rapor alınmaması da eksik inceleme niteliğindedir.
Açıklanan vakıalar karşısında Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından; birbiriyle açık ve fahiş çelişkiler içeren üç ayrı raporun bulunduğu; esas alınan 02.11.2015 tarihli rapordaki belirlemenin, eksik belgelere dayalı biçimde ve kaza tarihinde geçerli yönetmeliğe göre yapılmadığı dikkate alınmak suretiyle, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ölçülerine göre, davacının maluliyet oranının belirlenmesi ve dosyadaki maluliyet raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi; davacının bakıcı gideri talebi de olduğundan, bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığı ve bakıcıya ihtiyacı varsa bu ihtiyacın ölçüsünün ne olduğu konularında, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ya da Üniversite Adli Tıp Anabilim Dalı'nda görevli bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.