İşçiye Ayni Yardım Sağlanması - Kıdem ve İhbar Tazminatlarının Belirsiz Alacak Davasına Konu Edilmesi
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
Esas No : 2022/8787
Karar No : 2022/10499
Karar Tarihi : 2022-09-27





Özet:

Açıklandığı üzere, davacının ücret miktarı konusunda ihtilaf bulunduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte kıdem ve ihbar tazminatları hesabına esas olan giydirilmiş ücrete işçinin asıl ücretine ek olarak sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler de dâhil edilmektedir. Bu kapsamda davacıya ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının parasal değerinin tazminat hesabında göz önünde tutulacağı kuşkusuzdur. 4857 sayılı ... Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrasında işveren açıkça işçiye varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulmuştur. Bu kapsamda işveren tarafından Kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda işçinin alacağını belirleyecek verilerin elinde bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. O hâlde uyuşmazlık konusu istemlerin belirlenebilmesi için davalıda bulunan bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulduğu anlaşıldığından, anılan alacakların belirlenebilir olmadığı ve belirsiz alacak davasına konu edilebilecekleri sonucuna varılmıştır.

MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde alt işveren işçisi olarak çalıştığını, yemek ve servis yardımlarından faydalandığını ancak fesih tarihi itibarıyla ayni yardımların parasal değerinin bilinmediğini, ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti
Davalı ... (Bakanlık) vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taraf sıfatının ve davacının taleplerinden sorumluluğunun bulunmadığını, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. 

Mahkeme Kararının Özeti
... 5. ... Mahkemesinin 01.08.2013 tarihli ve 2012/241 Esas, 2013/414 Karar sayılı kararı ile ... sözleşmesinin davalı işverence haklı nedene dayanılmaksızın feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, yıllık izin ücreti alacağı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 

Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci 
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 20.05.2014 tarihli ve 2013/30812 Esas, 2014/13750 Karar sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra;
“…
Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı şüphesizdir. Fazla çalışma ve genel tatil alacağı yönünden, davacı haftada kaç saat fazla çalışma yaptığını belirleyebilmekte ise de hakimin hesaplanan miktardan hangi oranda takdiri indirim yapacağını bilebilecek durumda değildir. Bu nedenle fazla çalışma ve genel tatil alacağı belirsiz alacak davasına konu edilebilir.
Uyuşmazlık konusu kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı çalışma süresini, en son ödenen ücreti, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, hak kazandığı yıllık izin süresini ve kaç gün ücretli izin kullandığını belirleyebilmektedir. Tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri de belirleyebilecek durumdadır. Bu halde kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacakları, belirsiz alacak değildir. Dava konusu edilen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının gerçekte belirli alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacakları yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde esasa girilerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

... 5. ... Mahkemesinin 20.10.2014 tarihli ve 2014/525 Esas, 2014/643 Karar sayılı kararı ile önceki gerekçeye ilaveten taraflar arasında davacı işçinin ücretinin ve sosyal yardımların miktarı konusunda ihtilaf bulunduğu, bu nedenle davacının dava tarihi itibarıyla alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği, aldığı ücret ve sosyal yardımlar yönünden bilgisinin olduğu kabul edilse dahi tüm kayıtlar işverenin kontrolünde olduğundan bu hususları ispat edebilmesi yönünden tam bir belirsizlik bulunduğu, Hukuk Genel Kurulunun 17.10.2012 tarihli ve 2012/9-838 Esas, 2012/715 Karar sayılı kararında da aynı sonuca varıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

... 5. ... Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı vekilinin temyiz isteminde bulunması üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.12.2020 tarihli ve 2015/(22)9-219 Esas, 2020/968 Karar sayılı kararı ile 
“…
35. Yapılan bu açıklamalar ışığında, somut olayda dava değeri para ile ölçülebilir nitelikte olduğundan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesinin 1-a alt bendi gereğince dava değeri üzerinden hesaplanacak karar ve ilâm harcının dörtte birinin peşin olarak ödenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte davacı, dava açarken nispi peşin harç yatırmayıp sadece maktu harç yatırdığından ve buna göre Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince herhangi bir işlem yapılamayacağından, mahkemece harç eksikliğinin tamamlattırılması ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir.
36. Belirtmek gerekir ki, dava açarken peşin nispi harç ödeme yükümlüsünün davacı olduğu gözetildiğinde, davalı tarafın harç ödemekten muaf olması, davacıyı harç ödeme yükümlülüğünden kurtarmak anlamına gelmeyecektir. 
37. Nitekim davalı tarafın harçtan muaf olması, yargılama sonucunda davanın kabul edilmesi durumunda harç yükümlüsü davalı olacağından mahkemece hükmedilecek karar ve ilâm harcının belirlenmesi noktasında dikkate alınması gereken bir husustur.
38. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; somut olayda usul ekonomisi ilkesi, 6100 sayılı HMK’nın 302, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13, değişiklik yapılan 28. ve 33. maddelerinin 32. madde ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, Hukuk Genel Kurulunun 03.11.2010 tarihli ve 2010/10-550 E., 2010/561 K. sayılı kararı da gözetildiğinde nispi harca tâbi ve davalı tarafın harçtan muaf olduğu eldeki davada davanın reddi hâlinde alınması gereken harcın maktu harç olduğu, alınabilecek nispi karar ve ilâm harcı bulunmadığı, peşin harcın ¼ nispi harç yerine maktu harç olduğu, davacıya yüklenmesi olanaklı olmayan ve ilâm aşamasında tamamlama harcı alınması gerekmediğinden ön sorununun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
39.Hâl böyle olunca, direnme kararının işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin açıklanan usuli nedenle bozulması gerekmiştir.
…” gerekçesiyle karar oy çokluğuyla bozulmuştur.

... 5. ... Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2021/33 Esas, 2021/107 Karar sayılı kararı ile harç eksikliği tamamlatıldıktan sonra dava, tüm alacak kalemleri yönünden belirsiz alacak davası olarak açılmakla birlikte, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağı yönünden belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ise de bu alacaklar yönünden kısmi dava açılabilmesi mümkün görülerek davanın kısmi dava olarak nitelendirildiği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.05.2019 tarihli ve 2016/22-1166 Esas, 2019/566 Karar sayılı kararı doğrultusunda yargılama yapıldığı gerekçesiyle önceki gibi hüküm kurulmuştur.

Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve 2021/5272 Esas, 2021/9477 Karar sayılı kararı ile direnme kararı verildikten sonra söz konusu karar esas yönünden bozulmadan başka bir karar verilmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca direnme kararının esastan incelenmediği gözetilerek direnmeye uygun karar verilmesi gerekirken direnmeden dönülerek bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulmasının usuli kazanılmış hak ihlaline yol açtığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.

... 5. ... Mahkemesinin 03.09.2021 tarihli ve 2021/249 Esas, 2021/327 Karar sayılı kararı ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak önceki direnme kararında yer alan gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2022 tarihli ve 2021/1006 Esas, 2022/350 Karar sayılı kararıyla, 
"... Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde alt işverenler nezdinde 27.05.2006-29.04.2012 tarihleri arasında en son aylık brüt 917,07TL ücret ile çalıştığını belirterek, yemek yardımının 5TL, servis yardımının ise 4TL olabileceği varsayımı ile kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağını talep etmiştir. Davalı Bakanlık vekili ise cevap dilekçesinde davacı işçinin çalışma süresi ve ücretinin yanı sıra yemek ve servis yardımlarına ilişkin olarak da beyanda bulunmamıştır.
35.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 27.05.2006-29.04.2012 tarihleri arasında 886,50TL olan asgari ücretle çalıştığı, takdiren günlük 4,28TL yemek ile 3,42TL servis yardımlarından yararlandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatları hesaplanmış; yıllık izin ücreti alacağı ise sunulan yıllık izin defteri ve imzalı ücret bordrolarına göre kullandığı izin mahsup edilmek suretiyle tespit edilmiştir.
36.Açıklandığı üzere, davacının ücret miktarı konusunda ihtilaf bulunduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte kıdem ve ihbar tazminatları hesabına esas olan giydirilmiş ücrete işçinin asıl ücretine ek olarak sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler de dâhil edilmektedir. Bu kapsamda davacıya ayni olarak sağlanan yemek ve servis yardımlarının parasal değerinin tazminat hesabında göz önünde tutulacağı kuşkusuzdur.
37. 4857 sayılı ... Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrasında işveren açıkça işçiye varsa ücret eklerini gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlü tutulmuştur. Bu kapsamda işveren tarafından Kanunun kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirerek gerekli belgeleri işçiye teslim ettiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda işçinin alacağını belirleyecek verilerin elinde bulunduğundan söz etmek mümkün değildir.
38. O hâlde uyuşmazlık konusu istemlerin belirlenebilmesi için davalıda bulunan bilgi ve belgelere ihtiyaç duyulduğu anlaşıldığından, anılan alacakların belirlenebilir olmadığı ve belirsiz alacak davasına konu edilebilecekleri sonucuna varılmıştır.
..." gerekçesiyle direnme kararı uygun bulunduğundan ve bozma nedenine göre davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazları incelenmediğinden bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2022 tarihli kararıyla davanın esasına yönelik diğer temyiz itirazlarına ilişkin temyiz incelemesinin yapılması için dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.