MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalıya ait işyerinde 04.09.2007 tarihinden itibaren montaj işçisi olarak çalışmakta olan davacının iş sözleşmesinin, davalı işverence 23.03.2015 tarihinde işyerindeki bayanlar tuvaletinde sigara içtiği gerekçesiyle 27.03.2015 tarihi itibariyle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-ı. bendinde öngörülen " işçinin kendi isteği ve savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi..." sebebiyle feshedilmesinin, fesih sebebinin gerçeği yansıtmaması ve feshin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle feshin geçersizliğine, işe iadeye, boşta geçen dört aylık ücret alacağı ile işçinin işverene müracaatına rağmen işe başlatılmaması durumunda işe başlatmama tazminatının dört aylık ücret tutarından az olmamak kaydıyla belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı iş yerinde 04.09.2007 tarihinden bu yana yedibuçuk yıldır çalışan bir işçi olması sebebiyle iş yerinde sigara içilmesine ilişkin olarak getirilen kural ve düzenlemeleri iyi bildiğini, iş yerinde kantin dışında tüm alanlarda sigara içmenin yasak olduğu hususunun işe giriş eğitimlerinde ve periyodik olarak tekrarlanan tüm iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin eğitimlerde tüm çalışanlara bildirildiğini ve uyarı levhaları ile hatırlatıldığını, zira iyi söndürülmemiş her izmaritin işyerinde yangına yol açma riskinin olduğunu; davacının tuvalette sigara içtiğini davalı şirket iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ...'in bizzat gördüğünü ve olay ile ilgili tutanak düzenlendiğini ve savunmasının alındığını, davacının hem işyeri kurallarına ve yasalarla getirilen düzenlemeleri açıkça ihlal ettiği ve işyerinde iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle disiplin kurulunun oy çokluğu ile aldığı karar ile davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple derhal ve tazminatsız olarak feshedildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tarafından yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesi isteminin kabulü ile davacının çalıştırılmadığı süre içerisinde en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesine ve işe başlatmama tazminatının dört aylık brüt ücret tutarında belirlenmesine karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, somut olay bakımından işverenin işyerinde sigara yasağına ilişkin uyarıları tuvalet dahil işyerinin dört bir yanına uyarıcı yazı ve levhalar asmak suretiyle yerine getirdiği anlaşıldığı gibi kapalı mekanlarda sigara içmenin aynı zamanda bir yasa ihlali olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Ayrıca işveren ile işçinin de üyesi olduğu işçi sendikası arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin eki niteliğindeki iç yönetmeliğin 39. maddesinde, sigara içilmez işareti bulunan yerlerde sigara içmek, kibrit ve çakmak kullanmak, buralara sigara, ateş veya yanıcı ve parlayıcı madde ile girmek işten çıkarma sebebi olarak belirtilmiştir. Bu sebeple, mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere tek başına sigara içilen yerin tuvalet olması, tuvaletlerin fayanslarla kaplı oluşu gibi gerekçelere dayanılarak davacının işe iadesi yönünde hüküm kurulması hatalıdır. Üstelik iş sağlığı ve güvenliği uzmanı olan davalı tanığının beyanlarından da anlaşıldığı üzere, tuvaletin üretim alanlarına yakın mesafede bulunması ve etrafta bulunan maddelerin yanıcı nitelikte olması hususları göz önünde bulundurulduğunda sigara içilmesinin tüm işyeri ve iş güvenliği bakımından tehlike oluşturacağı kabul edilmelidir.
Tüm bu sebeplerle somut olay bakımından, davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun 28. maddesinin 2. fıkrasının (ı) bendinden yer alan "işçinin kendi isteği ve savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi..." nedenine dayanarak haklı sebeple feshettiğinin kabulü gerekirken, feshin geçersizliği ve işe iade isteminin kabulü yönündeki mahkeme hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 153,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 10.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.