Özet:
- Somut uyuşmazlıkta, davacının iş akdi 14/10/2011 tarihinde tutuklanmış olması nedeniyle 12.12.2011 tarihinde sonlandırılmış, tutukluluk süresi 26.01.2012 tarihine kadar devam etmiştir. Davacının bu devamsızlığı 8 haftalık önel süresi olan 56 günü geçmektedir.
- Davacının tutukluluğu bildirim süresini aştığına göre işverenin feshi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/IV. maddesi uyarınca haklı nedene dayansa da davacı kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Bu nedenle kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine yerinde olmayan gerekçeyle reddi hatalıdır.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 1997 yılında davalı ... Rektörlüğüne bağlı ... Üniversitesi Tıp Fakültesinde ihaleyi alan değişik şirketlere bağlı olarak hasta bakıcı ve temizlik elemanı olarak asgari ücretle işe başladığını, 23.11.1998 - 25.07.2000 yılları arası askerlik hizmeti hariç kesintisiz olarak 14.10.2011 tarihine kadar çalıştığını, işyeri ile alakası olmayan bir suçtan dolayı 14.10.2011 tarihinde tutuklandığını ve 26.01.2012 tarihinde tahliye edildiğini, 12.12.2011 tarihinde de çıkışının verildiğini, tahliye edildikten sonra işyerine geldiğini ancak tutuklu kaldığı süre nedeniyle işe alınmadığını ve tazminatsız olarak iş adinin feshedildiğini iddia ederek, kıdem tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili üniversite ile aralarında hizmet akdi olmayan davacının açtığı davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı yasal süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (IV) numaralı bendinde işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması üzerine devamsızlığın aynı Kanunun 17. maddesinde sözü edilen bildirim süresini aşması durumunda, işverenin derhal fesih hakkı olduğu hükme bağlanmıştır. İş akdini Kanunun değinilen 25/IV maddesi uyarınca fesheden işverenin, kıdem tazminatı ödemesi gerekir ise de işverenin bu durumda bildirim şartına uyma ve ihbar tazminatı yükümlülüğü bulunmamaktadır. Madde düzenlemesinden amaç, işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması üzerine önel içinde tahliye olması halinde mazerete dayanan bu durum nedeni ile iş ilişkisinin devamının sağlanmasıdır. Ancak tutukluluk bildirim süresini geçmiş ise işverene derhal fesih hakkı vermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş akdi 14/10/2011 tarihinde tutuklanmış olması nedeniyle 12.12.2011 tarihinde sonlandırılmış, tutukluluk süresi 26.01.2012 tarihine kadar devam etmiştir. Davacının bu devamsızlığı yukarı da belirtilen hüküm uyarınca 8 haftalık önel süresi olan 56 günü geçmektedir.
Davacının tutukluluğu bildirim süresini aştığına göre işverenin feshi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/IV. maddesi uyarınca haklı nedene dayansa da davacı kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Bu nedenle kıdem tazminatı talebinin kabulü yerine yerinde olmayan gerekçeyle reddi hatalıdır.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 01.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.