Özet:
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı - karşı davalı ve davalı - karşı davacı ile davalı ... İnşaat Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı - karşı davalı vekili 14/10/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile; müvekkilinin 08/07/2006 tarihinden itibaren 3. davalı asıl işverene ait "Gebze-Tavşanlı-Taşkıran" mevkiinde kain taş ocağında kamyon şoförü olarak çalışmaya başladığını, başta asıl işveren işçisi olarak çalıştığını, daha sonra 1. davalı alt işverenin müvekkilini aynı işyerinde çalıştırmaya devam ettiğini, nihayet alt işverenin 04/10/2012 tarihinde bu işyerinden ayrılıp, 2. davalı asıl işverene ait "..." adresinde kain taş ocağında taşeron olarak faaliyetine devam ettiğinden müvekkilini de birlikte bu işyerine götürdüğünü, müvekkilinin 04/10/2012 tarihinden sonraki çalışmasının da 2. davalı asıl işverene ait işyerinde aynı alt işverene bağlı olarak geçtiğini, müvekkilinin mezkur çalışmasının davalı alt işveren tarafından işten çıkarıldığı 24/09/2014 tarihine kadar kesintisiz devam ettiğini, davalı asıl işverenlerin kendilerine ait taş ocağının taş dökümü ve mıcıra dönüştürülmesi işini davalı alt işverene yaptırdıklarını, alt işverenin de müvekkilini münhasıran sırasıyla asıl işverenlerin taş ocağında çalıştırdığını, bu nedenle de İş Kanunu 2/6. maddesi gereğince davalıların müvekkiline karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin sigortalı göründüğü işyeri dosyasının asıl işverenler adına tescilli olup, alt işveren taşeron kodu ile müvekkilinin sigorta primlerini yatırdığını, müvekkilinin fesih tarihinde aylık net 1.600,00 TL. ücret almakta olduğunu, işyerinde verilen üç öğün yemekten ve barınma hizmetinden yararlandığını, davalı alt işverenin müvekkilinin fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını ödemediğinden, bu konuda taraflar arasında münakaşa yaşandığını, müvekkili yasal yollara başvuracağını söyleyince davalı işverenin hiddetlenerek müvekkilinin işine son verdiğini, müvekkili tazminatlarının ödenmesini talep etmişse de davalı alt işverenin ödemeye yanaşmadığını, müvekkilinin dava konusu alacaklarına kavuşmak için huzurdaki davayı açmaya karar verdiğini, müvekkilinin davalılara ait işyerindeki çalışma süresinin 8 yıl 2 ay 16 gün olup, iş sözleşmesi davalı alt işveren tarafından hiçbir haklı nedene dayanmaksızın sona erdirildiğinden davacının kıdem tazminatına hak kazandığını, davalının İş Kanunu 17. maddesindeki önellere riayet etmeden müvekkilinin işine ani olarak son verdiğinden müvekkilinin ihbar tazminatına hak kazandığını, davalılara ait işyerinde her gün sabah saat 08:00'de çalışmaya başlayan müvekkilinin akşam saat 18:00'de işten ayrıldığını, işyerinde 1 saat yemek molası verildiğini, haftanın 7 günün de bu şekilde çalışan müvekkilinin fazla mesai alacağı doğduğunu, davalının fazla mesai alacağının ödemediğini, davalı asıl işverenlere ait taş ocağı işyerinde haftanın 7 gününde de taş ve mıcır imalatına devam edildiğini, işyerinde işçi koğuşunda gurbetçi kalan müvekkilinin de haftanın 7 gün aralıksız çalışmasına devam ettiğini, davalının hafta tatilinin yerine kaim olmak üzere 2 ayda 3-4 gün müvekkilini memleketine göndermiş ise de Yüksek Mahkemenin yerleşik uygulamasında haftada 1 gün kullandırılmayan tatilin hafta tatili olarak kabul edilmediğini, bu şekilde toptan kullandırılan tatilleri mazeret izni olarak kabul ettiğini, bu halde hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınması gerektiğini, davalı tarafın müvekkilinin yıllık izinlerini kullandırmadığını, fesihle birlikte paraya dönüşen bu alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini, davalıya ait işyerinde dini bayram günleri dışında kalan tüm bayram ve genel tatillerde çalışma olduğundan müvekkilinin de zorunlu olarak çalıştığını, davalıların bu çalışmasının karşılığını da ödemediklerini, davalının Eylül/2014 ayına ait 24 günlük ücretini de ödemediğini belirterek, şimdilik; 1.000,00 TL. kıdem tazminatı, 1.000,00 TL. ihbar tazminatı, 1.000,00 TL. ücret alacağı, 1.000,00 TL. yıllık izin alacağı, 10.000,00 TL. fazla çalışma alacağı, 5.000,00 TL. hafta tatili alacağı ve 500,00 TL. genel tatil alacağı olmak üzere toplam 19.500,00 TL. alacağın faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Davalı - karşı davacı ... Madencilik Turizm İnşaat Taşımacılık San ve Tic Ltd Şti vekili Karşı Dava Dilekçesinde Özetle;
Davalı karşı davacı vekili özetle,davacının izin almaksızın ve haklı bir mazereti olmaksızın işi bırakmış olduğundan ve 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesi gereğince bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğinden müvekkili şirketin ihbar tazminatına hak kazanmış olduğunu, davacının dava dilekçesinde 24/09/2014 tarihinde işten çıkarıldığını iddia ettiğini, oysa ki davacının 24/09/2014-03/11/2014 tarihleri arasında çalışmamış olduğu halde davacının hesabına müvekkili şirket muhasebe elemanlarınca sehven 1.512,46 TL. yatırılmış olup, iş bu paranın iadesi gerektiğini belirterek, 2.250,00 TL. ihbar tazminatı ve davacının hesabına sehven yapılan 1.512,46 TL. ödemenin yasal faizleri ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... Madencilik Turizm İnşaat Taşımacılık San ve Tic Ltd Şti Cevabının Özeti:
Davalı ... Madencilik Turizm İnşaat Taşımacılık San ve Tic Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı olmamakla birlikte, öncelikle iddia olunan taleplerin zamanaşımına uğradığından bahisle, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenle de davanın reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde iddia olunanın aksine davacının işten ayrıldığında 1.500,00 TL. net ücret almakta olduğunu, davacının üçüncü sıradaki davalı asıl işverenle müvekkili şirket arasındaki taşeron sözleşmesi uyarınca 01/12/2010 tarihinden itibaren müvekkili şirkette "Kamyon şoförü olarak çalışmaya başladığını, 16/07/2012 tarihinde istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, bu tarihe kadar hak etmiş olduğu, yıllık izin ve hafta tatili alacaklarının da imzalamış olduğu ibranameden de anlaşılacağı üzere kendisine ödendiğini, davacının 29/07/2012 tarihinde müvekkili şirketin 3. sıradaki davalının taşeronluğunu yaptığı sırada tekrar işe başladığını, 30/09/2012 tarihinde müvekkili firmanın 3. sıradaki TCT firması ile taşeronluk ilişkisinin sona erdiğini, müvekkili şirketin 04/10/2012 tarihinde 2. sıradaki Tarmac firmasının taşeronluk işini alması üzerine davacının bu tarihten itibaren müvekkili firmada tekrar çalışmaya başladığını, 25/09/2014 tarihinden itibaren işe gelmemesi sebebi ile devamsızlık tutanakları tutulduğunu, ve kendisine cep telefonundan ulaşılmaması üzerine davacıya Bursa 17. Noterliği'nin 03/10/2014 tarihli, 47772 yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek işe gelmemesinin nedenlerinin bildirilmesinin istendiğini, herhangi bir belge ve bilgi ibraz edilmemesi üzerine davacının iş akdinin 03/11/2014 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, davacı vekilinin dava dilekçesindeki feshe ilişkin beyanlarının kıdem ve ihbar tazminatına zemin hazırlamak için gerçek dışı beyanlardan olup, kötüniyetli bu beyanlara itibar edilmemesi gerektiğini, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerektiğini, davacının fazla mesai yapmış olduğu zamanlardaki fazla mesai ücretleri ile ilgili ayın maaşına eklenmek suretiyle davacının banka hesabına ödendiğini, ödemelere ilişkin mübrez banka dekontlarından görüleceği üzere davacının fazla mesai alacağı bulunmadığını, davacıya ait özlük dosyası içinde bulunan davacının imzasını havi "Yıllık Ücretli İzin Formu" belgelerinden de anlaşılacağı üzere davacının yıllık izin alacağı bulunmadığını, keza davacının birinci çalışma dönemi itibariyle işten ayrılması üzerine kendisine kullanılmayan yıllık izin ücretlerinin ödendiğini, dosyaya mübrez bordrolardan da anlaşılacağı üzere davacının hafta tatillerini ve bayram genel tatil izinlerini kullandığını, çalışmış olduğu tatillerde ise zamlı ücretlerinin kendisine ödendiğini, yine davacıya ait maaş hesabına ilişkin hesap ekstresinin celbi istendiğinde görüleceği üzerine 2014 yılı Eylül, Ekim ve Kasım ayları ücretlerinin ödendiğini bu nedenle davacının herhangi bir ücret alacağı bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Tarmac ... Mad. Ve Yapı San. Tic. A.Ş. Cevabının Özeti:
Davalı Tarmac ... Mad. Ve Yapı San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; ekte sundukları "İşletme Sözleşmesi" nden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirket ile davalı Alyol Ltd. Şti. arasında işletme sözleşmesi akdedilmiş olup, bu sözleşme gereğince üstlenilen işlerin her türlü sorumluluğunun tümüyle diğer davalı Alyol Ltd. Şti.'ne ait olduğunu, çalıştırılan işçilerin de yine Alyol Şirketinin sigortalı işçisi olarak çalışmak zorunda ve durumunda olduğunu, davalı müvekkili şirketin çalıştırılan işçilerin özlük hakları, sigortalılıkları, iş sağlığı ve güvenliği ve diğer hukuki düzenlemeleri açısından herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davalı şirketler arasında ticari bir ilişkinin söz konusu olduğunu, sözleşme gereği kendi şantiye şefini bulunduran, ekibinin ulaşımını ve diğer ihtiyaçlarını kendisi sağlayan kendi ekipmanından kendisi sorumlu olan sigortasız işçi çalıştırmaması gerektiği sözleşme ile güvence altına alınan davalı Alyol Şirketinin iş bu davada davalı taraf olduğunun açık olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı TCT İnş. Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Cevabının Özeti:
Davalı TCT İnş. Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 2014/442 E. ve 2014/2051 K. kararı gereğince belirsiz alacak davası olarak açılan davaların hukuki yarar yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının çalıştığı genel tatil günlerine ilişkin ücretlerinin bordro kapsamında hesaplanarak kendisine ödenmiş olup, bu bordrolarda davacının itirazi kaydının olmadığını, yine davacının fazla çalışma yaptığı aylara ilişkin ücretlerinin imzasını taşıyan bordrolarda görüleceği gibi kendisine ödenmiş olup, itirazi kaydının söz konusu olmadığını, davacının hangi işyerinden ne zaman ayrıldığını açıklamadığını, bir an olsun iş bu beyanları kabul edilse dahi davacı yanın işyerinden ayrılması sonrasında taraflarına kıdem, ihbar, fazla mesai ve sair haklar ile ilgili dava ikame edilmesinin söz konusu olmadığını, davacıya ödenmeyen maaşlarının vekil eden şirket tarafından değil diğer davalı tarafından ödenmediğini, yıllık izin ücreti anlamında davacının vekil edenden herhangi bir talepte bulunamayacağını, yüksek mahkeme kararlarına göre yıllık izinde 5 yıllık zamanaşımının söz konusu olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı davacı - karşı davalı vekili, davalı - karşı davacı ... Madencilik Turizm İnşaat Taşımacılık San ve Tic Ltd Şti vekili ve davalı davalı TCT İnş. Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre,tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Taraflar arasında davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık vardır.
Somut olayda, davacı işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile yaşanan münakaşa sonucu davalının iş akdine haksız olarak son verdiğini iddia etmiş,davalı ise davacının iş akdinin devamsızlık nedeni ile feshedildiğini savunmuştur .Davacı tanıklarının davacının iş akdinin feshine yönelik görgüye dayalı beyanları yoktur. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarından davacının işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile iş akdini eylemli olarak feshettiği anlaşıldığından Mahkemece kıdem tazminatının kabulü isabetli ise de ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
2-Taraflar arasındaki işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin alacağı hesaplanırken bayram günlerinin yapılan hesaplamaya dahil edildiği, hükmün bu yönden de hatalı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bu husus göz önünde bulundurularak yıllık izin alacağı yeniden hesaplanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.12.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.