İşçilik Alacakları - Delil Listesi - Tanık Delili
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi
Esas No : 2015/7092
Karar No : 2016/17823
Karar Tarihi : 2016-10-27





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde 18.08.2010-10.12.2013 tarihleri arasında üretim müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle müvekkili tarafından feshedildiğini belirterek yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacakları ile ikramiye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davacının taleplerinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Anayasamızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile savunma hakkı açıkça hüküm altına alınmıştır. AİHS 6. maddesi ile de savunma hakkı düzenlenmiştir.

İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı HMK'nın hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usûl hukukumuza yansıtılmıştır.

Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkını da" içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usûl hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.

Somut olayda, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmaması bakımından davalı tarafça cevap dilekçesi ile birlikte süresinde delil listesinin sunulmuş olması ve bu delil listesinde tanık deliline de dayanılarak tanıkların isim ve adreslerinin daha sonra bildirileceğinin belirtilmesi karşısında mahkemece davalı tarafa tanık isim ve adreslerini bildirmesi amacıyla kesin süre verilmesi gerekirken, bu usûl hükümlerine uyulmaması hukuki dinlenilme hakkının ihlali olup bozma nedenidir.

O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.