Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı şirket arasında ... marka ...Dizel ... model 4.7 m.t asansörlü forklift kiralanmasına ilişkin olarak,16.01.2014 tarihli kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre forklift aylık kira bedelinin 800,00-USD + KDV olduğunu, kiralananın 27.01.2014 tarihli sevk irsaliyesi ile davalı şirkete teslim edildiğini, kiralama süresinin teslim tarihinden itibaren 3 yıl olduğunu, imzalanan sözleşmenin davalı şirket tarafından keşide edilen ihtarname ile forklift ve eki niteliğindeki ataşmanın tamir edilmediği gerekçesiyle kötü niyetli olarak feshedildiğini, ataşmanın Ocak 2015 tarihinden itibaren sağlam ve faal olmasına rağmen davalı şirket tarafından taktırılmadığını, davalı şirketin son olarak 28.11.2014 tarih ve 2.094,03-TL fatura bedelini ödemediğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile, 24.544,00-USD 26 aylık kira bedeli ( 65.235,49-TL) ile 7.080,00-TL ataşman tamir masrafımn reeskon avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; kullanılan iş makinasında arıza meydana geldiğini, tamire rağmen tekrarladığını, sık sık yaşanan arızalar nedeniyle makinadan faydalanma imkanı kalmadığını davacı şirketin hatası dolayısıyla arızaların kaynaklandığını berliterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tarafların sözleşmeden beklediği faydanın ayıp nedeni ile sağlanamaması durumunda sözleşme yükümlülüklerinin değerlendirileceği, ayıp şayet beklenen faydayı ortadan kaldırır nitelikte ise artık kusurlu tarafın BK’nın ilgili hükümleri gereğince bunun sonuçlarına katlanacağı, bu çerçevede taraflar arasındaki sözleşme gereği dava konusu olan ve kiraya verilen ... marka ... Dizel ... model 4.7 m.t Fokliftin, AYIPLI olduğu ve davalı kiracı firmaya fayda sağlamadığı teknik olarak tespit edildiğinden davacının hukuka uygun olarak talep edebileceği bir alacak hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1) 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, taraflar arasında iş makinasının kiralanması hususunda anlaşma yapılmakla sözleşmenin davalı tarafça feshi neticesinde ortaya çıkan uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Dava, 15/05/2015 tarihinde 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Bu nedenle Mahkemece görevsizlik nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.