Özet:
Başvurucu avukat tarafından sunulan 26/07/2019 tarihli dilekçe ile özetle;
... 4. İş Mahkemesinin 2017/874 esas sayılı dosyasında, davalı ... Genleşme ... San. ve Tic. Ltd. Şti. 'ye karşı işe iade davası açıldığını, aynı davalıya karşı başka işe iade davalarınında hepsinin ... 4. İş Mahkemesinde görüldüğünü, yerel mahkemece "davanın reddine, davacının iş akdinin feshinin haklı nedenle değil ancak geçerli nedenle yapıldığına, vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına.." şeklinde karar verildiğini, her iki tarafında istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/388 esas 2019/350 karar sayılı dosyasında görüldüğünü, inceleme neticesinde er iki istinaf talebinin esastan reddine karar verildiğini,
... 4. İş Mahkemesince görülen diğer kararların istinaf incelemelerinin ise;
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2019/348 esas 2019/550 karar, 2019/419 esas 2019/542 karar ve 2019/347 esas 2019/553 karar sayılı dosyalarında görüldüğünü, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddedildiğini ve davacının iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı konusunda kesin karar verildiğini,
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2019/336 esas 2019/730 karar, 2019/357 esas 2019/699 karar ve 2019/327 esas 2019/700 karar sayılı dosyalarında görüldüğünü, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddedildiğini ve davacının iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığı konusunda kesin karar verildiğini,
... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/388 esas 2019/350 karar ve 2019/601 esas 2019/486 karar sayılı dosyalarında görülen istinaf taleplerinin ise, davalı tarafça yapılan istinaf itirazlarının kabul edildiğini, davacı tarafça yapılan istinaf itirazlarının ise reddedildiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayalı olduğunun tespitine kesin olarak karar verildiğini,
Müvekkilinin davalı şirkette işçi sıfatı ile kesintisiz olarak çalışmakta iken 21/11/2017 tarihinde aynı iş yerinde çalışan 12 işçi ile birlikte haksız olarak işverence feshedildiğini, fesih gerekçesi olarak şirketin ... 'da bulunan üst düzey yöneticilere atılan 13/11/2017 tarihli e-postada yer alan ifadelerin gösterildiğini, davalı şirketin sunduğu gerekçelerin hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olmakla birlikte müvekkilinin iş akdinin haklı nedenle feshettiği iddiasının kabul edilebilir yanının bulunmadığını,
Feshin asıl nedeninin müvekkili ile beraber çalışan ve iş akdi feshedilen 12 işçi ... Sendikası üyesi olması, sendika üyesi olan müvekkilinin sendikal haklarını kullanmak istemesi, müvekkilinin kıdemi daha fazla artmadan işine son verilmek istenildiğini, iş akdinin feshinden önce sendika üyesi işçilerle görüşen işveren yetkilileri sendikal hakların 2-3 sene sonrasında kullanılması teklifinde bulunduğunu, teklifin reddedilmesi sonrasında işçilerin çalışma koşullarının ağırlaştırılarak mobbing uygulanmaya başlandığını, daha sonra iş akitlerinin haksız olarak feshedildiğini, aynı hukuki davalar hakkında farklı karar verildiğinden ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. ve 7. Hukuk Daireleri ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince verilen kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II-... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 11/10/2019 tarih ve 2019/23 sayılı kararı ile;
“... Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin görüşü;
Feshe konu ifadenin işverenin yönetim şeklini ve uygulamalarını eleştiri boyutunu aşıp kişinin şerefini, kişiliğini, yeteneklerini tecrübe ve birikimlerini karalama ve kötüleme mahiyetinde olup, sataşma boyutuna ulaştığından feshin haklı nedene dayandığının kabulünün gerektiği yönündedir.
Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun görüşü;
4857 sayılı İş kanunu 25. maddesinin II. fıkrasının 'd)' bendinde; "İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır.
Uyuşmazlığın giderilmesi talebine konu davalarda Somut olayda, davacı işçilerin iş sözleşmesi, (toplam12 işçinin hep birlikte) ...'da bulunan üst düzey yöneticilere atılan 13/11/2017 tarihli e-mail'de üretim müdürü... hakkında sarf edilen sözler nedeni ile 21/11/2017 tarihli disiplin kurulu karan ile feshedilmiştir.
Feshe konu edilen davacının imzasının da bulunduğu yazıda "üretim müdürü dediğimiz kişi tam anlamıyla beceriksiz ve cehalet abidesidir. Sıralayacak olursak bunlar kim, neden ve neye göre seçtiğini merak etmekteyiz" şeklinde sözler içerdiği anlaşılmaktadır. Mevcut bu ifadeler, işverenin yönetim şeklini ve uygulamalarına makul eleştiri boyutunu aşıp, hakkında bu ifadeleri kullandıkları kişiyi, iş becerisi ve bilgisinin yetersiz olduğunu ağır bir dille eleştirmeleri sebebi ile rencide eder nitelikte olmakla birlikte, şeref ve namusuna dokunacak sözler kapsamında bulunmadığı ve bir tartışma sırasında kişinin yüzüne karşı söylenerek gerginlik yaşanmasına, tartışma veya kavgaya sebep olmadığından, yani sözün muhatabına söylenmemesinden ötürü sataşma boyutuna da ulaşmadığından, eylemin haklı fesih sebebi yaratacak nitelikte olmadığı; ancak makul eleştiri boyutunu aşıp, kaba ve kişiyi rencide eder mahiyette olması, çalışma adabına yakışmayan söz ve davranışlar sebebi ile bu kişilerin, rencide edici şekilde ağır ve kaba bir biçimde eleştirdikleri kişi ile aynı ortamda çalıştırılmalarının işverenden beklenemeyecek olması da gözetilerek feshin geçerli bir sebebe dayandığı yönündeki ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi ve 7. Hukuk Dairesi kararlarının görüşünün kabul edilmesi gerektiği yönündedir.
... vekili Av. ... tarafından sunulan uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesinde belirtilen ve dilekçeye ek olarak sunulan kararlar arasındaki çelişkinin giderilmesine dair uyuşmazlığın giderilmesi talep dilekçesinin Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 'ne gönderilmesine”
karar verilmiştir.
III-BAŞVURU KONUSU ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 15. HUKUK DAİRESİNİN 2019/388-2019/350 E.K. SAYILI DOSYASI
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin davalı nezdinde 03.08.2015 – 21.11.2017 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, son tarihte 12 işçi ile birlikte iş akdinin feshedildiğini, fesih gerekçesi olarak İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. fıkrasının b – d – e bendlerinin gösterildiğini, feshin haksız bir fesih olduğunu, yaptırımın eylem ile orantılı ve ölçülü olmadığını, 12 işçinin de ... Sendikası üyesi olduğunu, işverenin sendikalaşmanın önüne geçmek, onu ertelemek istediğini, olumsuz yanıt alması üzerine 27.05.2017 tarihinde işyerinde toplantı yaptığını, işveren vekillerinin artık işçilere zor kullanılacağını, işçilerin baskıya maruz bırakılacağını, performanslarının daha sık değerlendirileceğini, rahat ve huzurlu çalışma ortamının ortadan kaldırılacağını açıkladığını, bu tarihten sonra baskının giderek arttığını, sendika üyesi işçilerin çalışma koşullarının ağırlaştırıldığını, sendikadan istifa çağrısı yapıldığını, işçilerin renklere göre sınıflandırıldığını, sendika üyeliğinden istifa eden işçilerin terfi ettirildiğini, sendikalı işçilerin günde 16 saat çalıştırıldığını, müvekkilin de dahil olduğu bir grup işçinin bu durumu daha önce ...’da bulunan üst yönetime bildirdiklerini, sendika üyesi 3 işçinin işine son verildiğini, yine bildirimde bulunulunca işyeri koşullarının iyileştirileceğine ilişkin bir yazı hazırlandığının bildirildiğini, müvekkil ve bir kısım işçilerin bu hazırlanan yazıyı imzaladıklarını, yazının içerik okunmadan imzalanmış olduğunu, işçilerin kendi sıkıntılarını dile getirmek ve çözüm bulabilmek ümidi içinde getirilen yazıyı okumadan imzaladıklarını, 17.11.2017 tarihinde müvekkil de dahil yazının altında imzası bulunan 12 işçinin toplantı odasına götürüldüğünü, saatlerce burada tutulduklarını, bir şey yeme ve içmelerine izin verilmediğini, tek tek odaya alındıklarını, asılsız ve gerçek dışı ithamlarla sorguya çekildiklerini, 3-4 kez bu prosedürün tekrarlandığını, bir kısım belgelerin zorla imzalatılmaya çalışıldığını, tehditlere maruz kaldıklarını, zorla imza alındığını, bu hali ile yapılan feshin geçersiz olduğunu belirterek yapılan feshin geçersizliğine, bir yıllık brüt ücret tutarında sendikal tazminata, 8 aylık işe başlatmama tazminatına ve 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile diğer haklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
B)Davalı (... Genleşme ... San. ve Tic. Ltd. Şti.) Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)... 4. İş Mahkemesi’nin 05/12/2018 tarih, 2017/874 - 2018/600 E.K. sayılı kararının özeti:
İlk Derece Mahkemesince özetle “Davacının iş akdinin feshine gerekçe edilen 12 kişinin imzasını taşıyan ve şirketin ...'daki genel merkezine gönderilen yazı içeriğinde belirtilen yukarıda yazılı - üretim müdürü denilen kişinin tam anlamıyla beceriksiz ve cehalet abidesi olduğu, - bunların kim, neden, neye göre seçildiğini merak ettiklerini, - eski yönetimle kıyaslandığında gerileme olduğu " içerikli olanın dışındaki feshe gerekçe edilen yazı içeriğinin şirket yönetimine iletilmesi bir hak arayışı niteliğinde olup asılsız isnat, itham ve ihbar, başka bir işçiye sataşma, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Çalışma koşullarının olumsuz olduğunu düşünen işçilerin, çalışma koşulları ve iş akışına ilişkin eleştiri olarak dikkate alınacak dikkatsiz ve plansız üretim sürecine yönelik şikayet mevcuttur. İşçiler bu kapsamda kendilerinin eski bilgilerini kullanarak üretim yaptıklarını, diğerlerinin onların üzerinden geçindiklerini belirtmişlerdir. Söylem içerik itibarı ile eleştiri sınırlarını aşan, asılsız itham, isnat ve ihbar, başka bir işçiye sataşma, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış niteliğinde değildir. bu sıkıntının ortadan kalkması için şirketin asıl yetkili genel merkezine sorunlu gördükleri alanları bildirmek niteliğindedir. Ancak davacının ve yazıda imzası bulunan 12 kişinin iş akdinin feshine gerekçe edilen üretim müdürü... hakkında söylenen “ üretim müdürü denilen kişi tam anlamıyla beceriksiz ve cehalet abidesi olduğu şeklindeki yazı içeriği ile “bunlar kim, neden, neye göre seçtiğini merak etmekteyiz” diyerek doğrudan işverene ait olan yönetim hakkı çerçevesinde alınan kararları, alınış kriterlerini sorgulamaktadır. Yazı içeriklerini davacının da içinde bulunduğu davalı işyerinde çalışan işçilerin sorunları ve çalışma konularına dikkat çekmek ya da bu koşullardan şikayet niteliğinde kabulü mümkün değildir. Davacı ve diğer işçilerin hedef seçtiği üretim müdürü... işveren vekilidir. Her ne kadar yazı içeriğindeki bu sözler işveren vekili pozisyonundaki...'ın şeref ve haysiyetini kırıcı asılsız itham veya isnat niteliğinde değildir. Dolayısıyla da davacının iş akdinin haklı nedenle feshine yani 4857 sayılı kanunun 25. Maddesindeki fesih gerekçesine işverene veya başka bir işçisine “sataşma” ve bağlılığa uymayan boyuta ulaşmamış ise de bu nedenle de davacı ve diğer 12 işçinin imzasının bulunduğu feshe gerekçe edilen yazının içeriğinin bu kısmı davalı işyerinde çalışan davacı ve diğer işçilerle birebir muhatap kalacak işveren vekili ile çalışanlar arasındaki olumlu iletişimi ortadan kaldıran, işyerinde olumsuzluklara yol açan geçerli bir fesih nedenidir.”
gerekçesiyle davacının iş akdi feshinin haklı değil ancak geçerli olduğunun tespiti ile davanın reddine karar verilmiştir.
D)İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
E)Bölge Adliye Mahkemesinin 12/04/2019 Tarihli Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince;
“Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı ve feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı iş akdinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın işveren tarafından sendikal nedenle feshedildiğini iddia etmiştir.
Davalı işveren feshin haklı sebebe dayandığını savunmuştur.
Yerel mahkemece işverence yapılan feshin haklı değil ancak geçerli sebebe dayandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna müracaat edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi, belge ve özellikle fesih sürecinde iş yerinde örgütlü sendikanın varlığı ve davacı ile iş akdi feshedilen diğer işçilerin uzun süredir sendika üyesi oldukları ve davacının üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediği gözetildiğinde feshin sendikal nedene dayandığı iddiasının ispatlanamadığı kabul edilmelidir.
İş kanunu 25.maddesinin 2.Bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır.
Çağdaş iş hukuku bir taraftan uluslararası sözleşmeler, diğer taraftan Avrupa Normları, işçinin huzur içinde işini görmesi, emeğinin karşılığını alması, çalışma ilişkisinin karşılıklı güvene dayanan tam bir uyum içerisinde olmasını amaçlamıştır.
Somut olayda davacı işçinin iş sözleşmesi dava dışı 12 işi ile birlikte ...'da bulunan üst düzey yöneticilere atılan 13/11/2017 tarihli e-mail'de üretim müdürü... hakkında sarf edilen sözler nedeni ile 21/11/2017 tarihli disiplin kurulu kararı ile feshedilmiştir.
Feshe konu edilen davacının imzasının da bulunduğu yazıda “üretim müdürü dediğimiz kişi tam anlamıyla beceriksiz ve cehalet abidesidir. Sıralayacak olursak bunlar kim, neden ve neye göre seçtiğini merak etmekteyiz” şeklinde ibarelerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Mevcut bu ifade davacı işçinin sahip olduğu ifade özgürlüğü çerçevesinde yaptığı açıklama işverenin yönetim şeklini ve uygulamalarını eleştiri boyutunu aşıp kişinin şerefini, kişiliğini, yeteneklerini tecrübe ve birikimlerini karalama ve kötüleme mahiyetinde olup, sataşma boyutuna ulaştığından feshin haklı nedene dayandığının kabulü gerekir.
Bu nedenle feshin haklı nedene dayandığı kabul edilerek davanın reddi gerekirken geçerli nedenle davanın reddi doğru görülmemiştir.”
gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV-UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
Aynı konuya ilişkin açılan bir başka işe iade davasında ... 4. İş Mahkemesinin 05/12/2018 tarih ve 2018/865-591 E. K. sayılı kararıyla feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 05/04/2019 tarih, 2019/348-550 E.K. sayılı kararı ile “feshe konu olan sözlerin haklı fesih ağırlığında olmasa da iş yeri düzeni, taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsılması ile geçerli fesih koşullarının oluştuğu, geçerli fesih kapsamında davanın reddine karar verilmesinin gerektiği anlaşılmıştır.” gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Aynı konuya ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin, 27/06/2019 tarih, 2019/357-2019/699 E. K. sayılı kararı ile de feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilmiştir.
V-GEREKÇE
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 inci maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25 inci maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.
İş Kanunu’nun 25 inci maddesinin II’nci bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, anayasanın 25 ve 26 ncı maddesi ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Bunun gibi, işçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması özellikle işverenin şahsının önemli olduğu küçük işletmeler bakımından bu durum iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacaktır. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir
İş Kanunu’nun 25 inci maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih nedeni sayılmalıdır. Yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanı ile ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara ilişkin eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemez.
Uyuşmazlık konusu Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına konu olayda, davacı işçiler tarafından davalı şirketin ...’da bulunan üst yöneticilerine elektronik posta yoluyla dilekçe gönderilmiş ve dilekçe içeriğinde yer alan ifadeler sebebiyle, iş sözleşmelerinin haklı sebebe istinaden feshedilmesi sonrasında işe iade davaları açılmıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerince bir kısım işçiler yönünden feshin haklı sebebe dayandığı, bir kısım işçiler yönünden ise feshin geçerli sebebe dayandığı sonucuna ulaşılmıştır.
Feshe konu dilekçe içeriğinde muhtelif hususlar dile getirilmiş ise de, münhasıran fesih gerekçesi olabilecek “üretim müdürü dediğimiz kişi tam anlamıyla beceriksiz ve cehalet abidesidir. Sıralayacak olursak bunlar kim, neden ve neye göre seçtiğini merak etmekteyiz” ifadelerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim uyuşmazlık bu ifadeden kaynaklanmış ve bu ifadeler sebebiyle feshin haklı sebebe dayandığı değerlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki, dilekçe içeriğinde yer alan diğer ifadeler eleştiri niteliğinde olduğundan, ifade özgürlüğü çerçevesinde haklı fesih sebebi teşkil edecek nitelikte değildir.
Bir kişinin “beceriksiz” ve “cehalet abidesi” olarak nitelendirilmesi, o kişinin bulunduğu görevi yürütebilecek beceriye, gerekli bilgi birikimi ve donanıma sahip olmadığı anlamına gelmektedir. Türk Dil Kurumu sözlüğünde de cahil kelimesi “belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan” şeklinde açıklanmıştır. Bu itibarla feshe dayanak teşkil eden söz konusu ifadeler, işverenin bir başka işçisine yönelik ağır eleştiri niteliğinde ise de, sataşma boyutuna ulaşmamaktadır. Bu anlamda olmak üzere, uyuşmazlık konusu benzer olay bakımından işverence gerçekleştirilen fesih geçerli sebebe dayanmaktadır.
Tüm bu açıklamalar karşısında, Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin nitelikte olan başvuru konusu kararları arasındaki uyuşmazlığın açıklanan gerekçe doğrultusunda giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
VI-SONUÇ
İşçinin, işverenin bir başka işçisine yönelik sarf ettiği “beceriksiz” ve “cehalet abidesi” şeklindeki ifadelerin geçerli fesih sebebi teşkil etmesi gerektiğine ve uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine,
Dairemiz kararının, Bölge Adliye Mahkemelerinin, 4857 sayılı İş Kanunu'ndan kaynaklanan uyuşmazlıkları incelemekle görevli ilgili hukuk dairelerine bildirilmesi için karardan bir suretin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,
10/12/2019 günü oybirliği ile kesin olarak karar verildi.