A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının davalı bankada 11.04.2009 tarihinden işten çıkarıldığı 30.04.2011 tarihine kadar çalıştığını, ücretinin bordroda gösterildiği üzere 2.500,00 TL olduğunu, Banka ile kusuru olmadan sorunlar yaşadığını, kanuna uygun şekilde fazla mesai yaptırılmasını, fazla mesai ücretlerinin ödenmesini, kanuna uygun şekilde yıllık izin kullanmak istediğini bildirdiğini; banka yetkililerince kabul edilmemesi üzerine bu şartlar düzeltilmeden çalışmayacağını belirttiğini, banka yetkililerinin bu şartlarda kendisi ile çalışamayacaklarını söylediğini ve banka diğer çalışanları arasında aynı yönde söylemler başlaması üzerine müvekkilinin iş akdine haksız olarak son verildiğini, iş akdi bu şekilde sona ermesine rağmen müvekkilinin işçilik alacaklarının ödenmesi ve başka bankalarda çalışabilmesi için olumlu referans bildirilmesi için rızası dışında bu şartlarda çalışmak istemediğine dair yazılı belge imzalatıldığını feshin haksız olduğunu iddia ederek kıdem tazminatı ve fazla mesai alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının 11.04.2009 tarihinde müvekkili banka nezdinde çalışmaya başladığını; ... Şube Müdürlüğü'nde yetkili yardımcısı sıfatı ile çalışmakta iken 11.04.2011 tarihinde yüksek lisans eğitimine devam edeceği gerekçesi ile istifa dilekçesi vererek iş akdini sonlandırdığını, Müvekkili bankanın çalışanların haklarına ulaşması, huzurlu bir çalışma ortamına sahip olması gibi bir çok hususu gözünde bulundurduğunu; davacının işten ayrıldıktan 3 yıl gibi bir süre sonra asılsız iddialar ile bu davayı açmasının amacının haksız ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak tazminat elde etme olup, Türk Medeni Kanunu 2. maddesinde hakların kullanılmasında dürüstlük kuralının esas alınması gerektiğinin belirtildiğini; davacının eğitim sürecini sebep göstererek istifa ile iş akdini sona erdirmiş olması nedeniyle kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiğini; iş akdinin istifa ile sona erdirildiğinin istifa dilekçesi ile açık olmasına rağmen iş akdinin işveren tarafından sona erdirildiğinin ileri sürüldüğünü, istifa dilekçesi üst yazısında davacı tanıklarından ...'nın imzası bulunduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yargılama Süreci ve Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece,”….. davacı tarafından imzalanan 29/04/2011 tarihli ibranamede rakam belirtilmeden tüm alacaklarımı aldığının belirtilmesi, baskı altında ve şarta bağlı kalarak istifa dilekçesi verilmesinde istifa iradesinden söz edilemeyeceği dikkate alındığında iş akdinin davalı işveren tarafından feshedildiği ve davacının kıdem tazminatını hak ettiği….” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının kıdem tazminatını hak edip hak etmediği hususunda uyuşmazlık vardır.
Davacı dava dilekçesinde iş akdinin davalı tarafından baskı altında imzalatılan yazılarla haksız feshedildiğini iddia etmiş ,davalı ise cevap dilekçesinde davacının istifa ettiğini savunmuştur.
Dosyada, davacının imzasını taşıyan 20/04/2011 tarihli istifa dilekçesi mevcuttur. Davacı bu istifa dilekçesinde “…akademik kariyer ve lisansüstü eğitimime devam edecek olmam nedeniyle istifamın kabulünü arz ederim .” yönünde açıklama mevcuttur.
Davacı asıl, duruşmada istifa dilekçesi hakkında “…imza bana aittir, ben mecburen müdür beyin beyanı doğrultusunda bu şekilde yazdım ve imzaladım, müdür bey bana diğer bankalar veya başka iş açısından bu şekilde yazmamın daha uygun olacağını şekilde söylemesi üzerine bu şekilde yazdım, benim iradem tam olarak istifa değildi, şartlarından dolayı ayrılmayı düşünüyordum, iş yerinde ağır çalışma ortamı ve hedef baskısı vardı …” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamından davacı işçinin iş akdi katılım bankası olan davalı işverene sunduğu 20.04.2011 tarihli dilekçenin işleme koyulması ile sona ermiştir. İş akdinin sona ermesinden yaklaşık 3 yıl sonra açılan davada, davacı istifanın işverenin yönlendirmesiyle yazılıp imzalandığını ve gerçekte istifa iradesi olmadığını açıklayıp irade fesadı iddiasında bulunmuş ise de irade fesadı açısından ispat külfeti iddiayı dile getiren davacı işçidedir ve davacı işçi ispat bakımından delil gösterememiştir. Hal böyleyken sadece iddiaya değer verilerek istifanın irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu şeklindeki kabul yerinde değildir. Mahkemece haklı neden içermeyen istifaya değer verilerek, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01/06/2020 günü oybirliğiyle karar verildi.